Hiç yolda veya çevrenizde
gördüğünüz ilgi çekmeyen ve hiçbir şekilde göze batmayan en sıradan bir
adamın anlatabileceği bir aşk hikayesi olduğunu düşünerek durdurmak istediğiniz
oldu mu?
Çoğunlukla hayır!
Peki nasıl olur da böyle sıradan bir
adam nefes kesici, duyanları hayrete düşüren ve imrendiren bir aşk hikayesi
anlatabilir?
İşte bu, tam da Surinder Sahni’nin
başına gelenler aslında.
Surinder Sahni – temiz kalpli, dinine
düşkün bir şekilde sıradan, mütevazi ama bir o kadar monoton bir hayat yaşarken
kendisinin tamamiyle zıt özelliklere sahip Taani ile karşılaşır.
Ve böyle başlar O'nun aşk hikayesi...
Taani öyle zıttır ki Surinder’den; öyle
canlı kanlı, öyle hayat dolu, öyle enerjik…
Hayatının tamamı bir
tuvaldir ve kendi hayatını gökkuşağının tüm renkleriyle boyar taa ki hayatının
tüm dengeleri alt üst olana kadar…
“Rab Ne Bana Di
Jodi” – “Sende Rabbi Gördüm”
2008 yılında yapımcılığı “Yash Raj
Film” tarafından üstlenen, senaristliği ve yönetmenliği Aditya Chopra
tarafından yapılan filmimizin orijinal İsmi “Rab Ne
Bana Di Jodi” dir. Aslına bakılırsa filmin Türkçe’ye çevrilişi “Bu Çifti Allah Birleştirdi” şeklinde
gerçekleşmiş ancak filmin ana temasını oluşturduğu için çoğu zaman “Sende Rabbi Gördüm” olarak bilinir. Benim
kalbimdeki ismi de budur, kesinlikle hakkını veriyor filmin bu isim.
Filmi izlerken mekanın diğer Hint
filmlerinden farklı oluşu dikkatinizi çektiyse hemen açıklayayım: Film kendine
has lehçesiyle ve güzel şarkılarıyla tanınan Pencap eyaletinin en büyük şehri
ve aynı zamanda Sihlerin dini merkezi olarak kabul edilen Amritsar’da
çekilmişti.
Filmin başrolleri, Hint sinemasının
yıldızlarından Shahrukh Khan ve Anushka Sharma tarafından paylaşılıyor. Burada
önemli bir ayrıntıya daha değinmek isterim. Anushka Sharma manken iken ilk defa
bu filmle sinema dünyasına adım atıyor. İlk filminde Shahrukh Khan ile birlikte
oynaması da Anushka’nın film kariyerine artı bir puan katmış.
İlk filmi olmasına rağmen Anushka’nın Taani Gupta rolünü oldukça başarılı oynadığını söylemeden geçemeyeceğim. Shahrukh Khan’a ise zaten söylenecek söz yok. Gözlerimi alamıyorum filmlerini izlerken, o nasıl bir rol yeteneği, nasıl Allah vergisi bir karizmadır…
Shahrukh Khan’ın iki farklı karakteri var filmde. Bir yandan Surinder Sahni olup, gayet mütevazi ve mutaassıp, ailesi olmayan, saf bir yüreği olan iyi karakterli bir büro memurunu canlandırırken, bir yandan da Raj Kapoor olur kabına sığmayan, çılgın ama bir o kadar da sevecen, dans etmeyi seven bir genç olur Shahrukh Khan.
Kendisinin çılgın hallere bürünmesine
oldukça alışığız ancak sırf Surinder rolü için; badem bıyığıyla, ütülü gömleği
ve takım elbisesiyle, elindeki çantasıyla bana bir zümreyi anımsatan o halini
görmek için bile izlenir :)
Taani güzel ve heyecan dolu bir
kızdır. Sevdiği adamla evlenmek üzeredir. Surinder ise eski öğretmeninin kızı
olan Taani ile tam da düğün günü tanışır ve ona derin bir aşkla bağlanır.
Ümitsizdir çünkü kalbini çalan kız evlenmek üzeredir.
Kader o anda ağlarını örer ve acı bir
haberle damatın da için de olduğu düğün alayının trafik kazası geçirdiği ve bu kazada damadın öldüğü öğrenilir.
Bu olayın şokunu üzerinden atamayan
Taani için artık hayat durmuş gibidir, aşka olan inancını kaybetmiştir çoktan.
Diğer yandan, kızının bu halini gören babanın kalbi de bu acıyı kaldıramaz ve
kalp krizi geçirir. Ölüm döşeğinde eski öğrencisi Sarunder’den kızı Taani ile
evlenmesini vasiyet eder ve böylelikle filmimiz başlar.
Taani evleneceği adamı kaybetmenin
ardından babasının ölümüyle oldukça sarsılmış ve hayat sevincini kaybetmiştir.
Surinder ve Taani evlenir ancak aynı
evin içinde karı-koca gibi değil aksine iki yabancı gibidirler. “Sana eş olarak her türlü vazifemi yerine getiririm
yalnızca benden sevgi bekleme, sana verilecek sevgi yok bende” der
Taani.
Oysa Surinder en başından beri aşıktır Taani ye.
Film boyunca utangaç, sakin mizaçlı
ve oldukça uysal olan Surinder’in; asi, çılgın ve eğlenceli Raj’a dönüşümüne
şahit olacaksınız.
Taani’nin dansa ilgi duyması ve
Surinder’in dans kursu için Taani’ye izin vermesiyle başlar her şey.
Surinder’in elinde yeni bir fırsat vardır Taani’nin kalbini kazanmak için. Dans
yarışmasına katılır kendine verdiği yeni imaj ve kimliğiyle.
Başarılı da olur Surinder,
büründüğü Raj karakteriyle karısı Taani’nin kalbini kazanabilmeyi başarmıştır
ancak Raj için sorulması gereken çok daha önemli bir soru vardır şimdi:
Taani gerçekte olduğu gibi
olan Surinder’i mi?
Yoksa kalbini kazanmak için dönüştüğü ancak kendi
kocası olduğunu bilmediği Raj’ı mı tercih edecek?
Taani aslında kimi seviyor?
Içten, komik ve Samimi olan Raj'ı mı?
Basit ve monoton
olan kocası Surinder’i mi?
Bu soruların cevabını bulmak için
filmi izlemeye ne dersiniz?
Eğlenceli ve keyifli, duygusal ve
hüzünlü bir film olan Rab Ne Bana Di Jodi filmini izlerken en az hikaye kadar
müziklere de değinmek lazım.
Her zamanki gibi birbirinden güzel
soundtrackleri ile hafızalara kazınan bu filmde benim en sevdiklerim “Tujh Mein
Rab Dikhta Hai” ,” Haule Haule” ve birbirinden güzel ve önemli Hint
aktristlerin eşlik ettiği “Phir Milenge Chalte Chalte” oldu.
Filmin kapanış müziği olan “Phir
Milenge Chalte Chalte” de Kajol’dan tutun Preity Zinta’ya, Rani Mukerji’ye
kadar önemli isimler eşlik edince şarkının olduğu kısmı izlemek de ayrı bir
keyifliydi :)
Kahkaha ve gözyaşı, neşe ve acı,
müzik ve birbirinden güzel danslarla dolu bu aşk hikayesini izleyince her
sıradan çiftin de aslında sıra dışı aşk hikayeleri olabileceğini göreceksiniz.
En sevdiğim iki replikle bu film
yazımı da noktalayayım müsadenizle:
“Eğer birisinde Rabbi’ni görürsen ya da
O’ndan bir parça; işte bu gerçek aşktır. Çünkü gerçek aşk acı vermez.”
“Sevda yolunun gezginleriyiz biz,
Tekrar buluşuruz elbet zamanı gelince…”
Rabb’den bir parça bulabileceğiniz
insanlar olsun kalplerinizde,
Ve her kim varsa dünya üzerinde,
Mevlam en sevdiğiyle buluştursun sevda yolunda…
P.C: Filmi izledikten sonra,
şarkının özellikle bu versiyonunu neden koyduğumu da anlayacaksınız :)
Sevgiler,
Özlem.