Allah-u Teala biz kullarına öyle nimetler ihsan etmiştir ki saymakla bitiremez, şükrünü eda etmenin sonunu getiremeyiz.
Nimet deyince çoğumuzun aklına sıhhat, yemek içmek gibi şeyler gelir. Kainata bakınca gördüğümüz nimetler de vardır; güneşin o dev cesametiyle her sabah yeniden doğarak dünyamızı aydınlatıp ısıtması, geceleri ayın ve yıldızların gökyüzünü bir kandil misali süslemesi, yağmurun bir rahmet alameti olarak yeryüzüne inmesi...
Nimettendir diye sayılabilecek ne çok şey var ahir ömrümüzde...
Ancak çoğumuzun unuttuğu bir nimetten bahsetmek istiyorum bu yazımda : Unutmak nimeti.
İronik oldu değil mi?
Unuttuğumuz nimet "unutmak".
Bazen öyle ıstıraplar, öyle acılar kuşatır ki insanın çevresini; öyle travmalar, öyle trajediler yaşanır ki bazen sanki hiç bitmeyecek, hiç geçmeyecek gibi hissedilir. Rabbimiz öyle şefkatli, öyle merhametlidir ki "unutma" nimetini de biz insanoğlu için yaratmıştır. Bu nimeti yavaş yavaş döker insanoğlunun kalbine. Ve yavaş yavaş unutur insan unutamam dediği her ne yaşadıysa...
Peki hiç düşündünüz mü insanoğlu unutamasaydı ne olurdu?
Yaşadığımız sıkıntıların ve acıların gözümüzün önünde an be an canlandığını, üzücü sahnelerin zihnimizde sürekli ilk günkü gibi taze kaldığını hiç hayal edebiliyor musunuz?
Düşünmesi bile ızdırap veriyor insana değil mi?
"Elemin zikri de o güne elem verir" demiş büyükler. Ne hikmetli söz.
İnsan olmak başlı başına zor meziyet. Bir ara merakımı celbetmişti, araştırmıştım nedir "insan" kelimesinin kökü diye. Bulduklarım beni oldukça şaşırttı çünkü birçok dilbilimciye göre "insan" kelimesi, unutmak anlamına gelen "nisyan" kelimesinden türetilmiş, bu yüzden, "İnsan verdiği sözleri kolayca unutur" demişler.
Sanırım birer beşer olarak en büyük unutuşumuz, "Bezm-i Elest"te Yüce Yaradıcımıza verdiğimiz o söz. Hani var olmayı, doğmayı, bu aleme gelmeyi kabul ettiğimiz zaman ve henüz o mekanda verdiğimiz söz. Doğmak ve dünyaya gönderilmek üzere verdiğimiz vakit, aslında bu sözleşmenin tabii bir neticesi olarak ölmeyi de peşinen kabul ettiğimiz o söz.
Bu yüzden hafıza-i beşer nisyan ile melüldür. Verdiğimiz sözün üzerinden tahmin yürütemeyeceğimiz kadar çok zaman geçmiş üzerinden. Biz verdiğimiz sözü unutup da sadece bize verilen yaşamak kısmını sevip bağlanmışız. Çok sevdiğimiz hayat, hani şu tüm güzelliklere ve sonlu dünya nimetlerine sahip hayat... Neticede fanidir dünya, onun da ihaneti kaçınılmazdır tüm eski sevgililer gibi...
Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür.
Hakikat.
Hepimiz unuturuz.
Bazen unutmayı istesek de unutamayız.
Bazen hiç unutmak istemediklerimizi unutuveriririz; unutturulduğunun farkında bile olmadan...
Unutmak nimettir şükür gerektirir.
Unutunca kolaylaşır hayat; buhar olur, uçar gider hafızamızdaki tonlarca yük...
Üzüldüğümüz ve üzdüğümüz ne varsa siler süpürür hafızamızdan...
Unutmak nimettir şükür gerektirir. Yüce Rabbimiz boşuna vermemiş bu nimeti bizlere.
Mevlana Hazretleri ne de güzel izah etmiş:
Her gün bir yerden bir yere göçmek ne güzel,
Bulanmadan dupduru akmak ne hoş,
Dün dünde kaldı cancağızım,
Bugün yeni şeyler söylemek gerek.
İşte böyle güzel bir nimet unutmak sevgili dostlar...
Bu yüzden bloğumun adını çok seviyorum:
"Yeniler Kendini Hayat"
Her doğan güneşle beraber yenilensin hayatlarınız,
Neşeniz, muhabbetiniz ve sevgileriyle kalplerinizi dolduran sevdikleriniz olsun yenilenen hayatlarınızın içinde...
Aşkla kalın!
Postun başlığını okuyunca "nasıl yani" dedim, ne saklayayım :) ancak yazının sonuna geldiğimde o kadar yerinde bir yazı olmuş ki, dediğimden utandım...
YanıtlaSilBizlere insan olduğumuzu, bu dünyaya geliş amacımızı bir kez daha ve çok seçkin bir dille anlattın...
Altına imza atılacak cinsten :)
Sevgiler can dostum.
@ Yeni Bir Hayata Adım Adım
YanıtlaSilBitanem, canım dostum güzel yorumlarınla beni yüreklendiriyorsun çok teşekkür ederim ♥ Kocaman sevgiler benden de :*
yoruma ne hacet. yine döktürmüşsün canım. yazılarını hep dört gözle bekliyorum :)
YanıtlaSilUnutmak olmasa insan nasıl devam ederdi hayatına.Rabbim herşeyi kararında vermiş insaoğlunada unutma özelliğini. Çok güzel bir post.
YanıtlaSilSevgiler.
Canımmm benimmm çok teşekkür ederim böyle güzel yorumlarınız sayesinde daha da hevesleniyorum yazmak için.. Kocaman sevgiler kuzum ♥
YanıtlaSil@ Mutluluk tanelerim,
YanıtlaSilGüzel yorumunuz için çok teşekkür ederim :) Bloğuma her zaman beklerim, sevgiler benden de.
KİTABINI SABIRSIZLIKLA BEKLİYORUM ...
YanıtlaSilArdı ardına seninle ilgili yazılar okumaya başlamanın güzelliğini yaşıyorum..
YanıtlaSilBöyle devam lütfen..
@ Adsız,
YanıtlaSilİnşallah kadim dost inşallah..
@ Çocuk,
YanıtlaSilTeşekkür ederim ne yüreklendirici bir yorum :) İlham geldikçe yazmaya çalışıyorum dilimin döndüğü kadar..
Bir yerde duymuştum bir iş neticesinde ilhamın payı %10 alın terinin katkısı ise %90 diyordu ;)
YanıtlaSil@ Adsız,
YanıtlaSilİlham gelse de gelmese de alın teriyle yazmaya devam öyleyse ;)