Om Shanti Om

Bahar geliyor; içimde bir coşku, bir mutluluk var ki sormayın gitsin :)

Herşey çok iyi, çok güzel hamdolsun da şu işler böyle yormasa da bu güzel baharın daha bir tadını çıkarabilsem...

Bloğuma daha fazla yazı yazmak için yanıp tutuşsam da, bu aralar iş yoğunluğum ne yazık ki fırsat vermiyor. Görüşmeler, toplantılar derken işten vakit bulabilir de iki satır yazabilirsem ne ala. Akşam eve gittiğimde yemek yer yemez zaten nakavt oluyorum. Bırakın bloğa yazmayı, film izlemeye bile mecalimin kalmadığını hissediyorum.

Bu ara her ne kadar kitaplarımla haşır neşir oluyor olsam da haftasonları değişmez Bollywood matinesi vardır benim evimde :) Malum bu hintlilerin filmleri en aşağı iki buçuk - üç saat sürdüğünden mütevellit ancak haftasonları izleyebiliyorum artık. 

Son zamanlarda izlediğim güzel bir Hint filmi ile tanıştırmayı planlıyorum bugün Bollywoodsever arkadaşlarımı.

"Om Shanti Om"

 

2007 yapımı olan "Om Shanti Om" filminin yönetmenliğini Farah Khan üstlenmiş. Kendisi  filme konu olan hikayenin de sahibi aynı zamanda. 

Filmin içeriğine uzun uzun değinmeyi ne çok isterdim (satırlarca yazabilirim bu filmi, o kadar çok sevdim),  ancak izlememiş olan arkadaşlar için spoiler vermek istemediğimden kısa ve öz olarak anlatmaya çalışacağım.

70'li yıllarda bir film şirketinin sahibi olan Mukesh Mehra'nın filmlerinde amatör bir oyuncu olarak oynayan ancak ileride büyük bir film yıldızı olma arzusuyla yanıp tutuşan bir genç adamdır Om Prakash Makhija.

Bir de  Shanti priya'mız var elbette. İşte, hint sinemasının süper starı, güzeller güzeli Shanti'ye aşıktır bizim Om da.

Om, film çekimleri esnasında Shanti'nin hayatını kurtarınca aralarında bir arkadaşlık doğar. Om  Shanti'ye deli gibi aşıktır ve Shanti'yle beraberken dünyanın en mutlu adamıdır - taa ki Shanti'yle ilgili gizli gerçeği öğrenene kadar. Om'un sevgisini taşıyan o masum kalbi, öğrendiği gerçekle kötü bir şekilde kırılmıştır.

Shanti'nin başı büyük derde girmiştir ve acıyla kıvranan yüreğine rağmen çok sevdiği Shanti'yi kurtarmak için kendini ateşe atar. Shanti bu kazada ölmüştür, Om ise ciddi bir şekilde yaralanmıştır. 

Hamile olan karısını hastahaneye yetiştirmeye çalışan ünlü oyuncu Rajesh Kapoor'un seyir halindeyken yaralı Om'u görmesi ve ona yardım etmek için arabasına almasıyla başlar bitti sanılan hikaye de.

Om ölmüştür, ünlü sanatçı Rajesh Kapoor da Om'un ismini yeni doğan oğluna verir böylelikle.

İşte hikayenin bu evresinden sonra, bizim kültürümüzde ve dinimizde yer almayan "reenkarnasyon" olgusu devreye girer.

 Ünlü oyuncu Rajesh Kapoor'un oğlu Om Kapoor olarak doğan Om, tekrar dünyaya gelerek hem ölümünün sebebini hem de ölmeden önce aşık olduğu kadın Shanti'nin intikamını Mukesh'ten almaya çalışır.

Film ile ilgili benim yorumuma gelince;

Her ne kadar reenkarnasyon meselesine inanmıyor olsam dahi burada işlenen anatemanın "Ne ekersen onu biçersin" den ivme kazandığını düşününce filmin içeriği benim için tatmin edecek kadar zengindi ve kesinlikle tek bir an bile sıkılmadan izledim diyebilirim.

 Shahrukh Khan'a söyleyecek söz bulamıyorum, cidden çok başarılı bir oyuncu. Yine rolünün hakkını çok çok iyi vermiş. Özellikle aşık adam rolü bu adama inanılmaz yakışıyor. Diğer yandan, filmde kullanmış oldukları retro dizayn kostümler ve Bollywood'tan sizi kısa bir süreliğine uzaklaştırıp Amerikan Western sinemasına götüren,  gönderme dolu o sahneler...Cidden görülmeye değer :)

Hemen her Bollywood filminde olduğu gibi, Om Shanti Om'da da hem komedi hem dram iç içe geçmiş durumda sunuluyor seyirciye. Bu yüzden, hem kahkalar attıran hem de gözyaşlarınızı tutamayacağınız türden harikulade bir film olduğunu hatırlatmakta fayda var...

Filmde "Dreamy Girl" olarak tanıtılan güzeller güzeli Shantipriya rolünü canlandıran Deepika Padukone'nin zerafeti bu filmde daha bir gözler önünde. Bu kız güldüğü zaman insanın aklını başından alabilecek ve biz hemcinslerini kıskandıracak kadar güzel gerçekten.

Her zamanki gibi bir de soundtracklere değinmem lazım tabii. Bu filmin tüm müzikleri çok güzel ama benim favorim, Om ve Shanti'nin ödül sahnesinde ilk karşılaştıkları esnada arkaplanda çalıyor olan "Aankhon Mein Teri" isimli şarkıdır.

Bu sahne ve bu şarkı... Daha güzel bir birliktelik düşünemiyorum!

 

Bir diğeri ise, Om ile Shanti'nin ilk kez dışarıda buluştukları akşam çalan "Main Aagar Kahoon" adlı şarkıdır.

Bu sahnede ve bu şarkıda tılsımlı birşey var beni büyüleyen ama ne olduğunu hala bulabilmiş değilim...

Ve bir de "Deewangi Deewangi" isimli şarkısı var tabii... 

Kajol, Preity Zinta, Rani Mukherjee'den tutun da Salman Khan, Saif Ali Khan ve Aftab Shivdasani'ye kadar tam 31 Bollywood starının birlikte dans ettiği o müthiş sahne... Bu isimleri bir arada görmek inanılmaz keyif vericiydi.

Sanırım genel manada film ile ilgili söylenmesi gereken herşeye değinmiş oldum.

Filmde benim en sevdiğim repliği de paylaşarak bu yazıma son vermenin vakti geldi demektir öyleyse.

"Derler ki, eğer birşeyi tüm kalbinle istersen, evren sana o dileğinin gerçekleşmesi için olabilecek her şekilde yardım eder. Bugün, siz bana istediğim herşeyi verdiniz. Çok teşekkür ederim. Kendimi dünyanın kahramanı gibi hissediyorum. Beni gerçek hayatta da filmlerin sonundaki herşeyin yolunda olduğuna inandırdığınız için teşekkür ederim. Mutlu son... Eğer o son, mutlu değilse, son değildir dostlarım. Film henüz bitmemiştir, film henüz bitmemiştir..."

İzleyecek olan herkese keyifli seyirler diliyorum.

Haa bu arada ufak bir not: Sevgili dostum, Büşra'cığıma bu filmi benimle paylaşarak izlememi sağladığı için buradan tekrar teşekkür etmek istiyorum.Seni seviyorum Büşüm. :)

Aşkla kalın!