10 Eylül 2013 Salı

Çocuğum Okula Başlıyor!


Okula ilk başladığınız günü hatırlıyor musunuz?

Anne ve babanızdan ilk kez ayrılarak tanımadığınız bir ortama bırakıldığınız o ilk günü.

Ve sizler gibi etrafına şaşkın ve endişeli bakan diğer çocuklarla birlikte bulunduğunuz o ortamı.

Ben okulun ilk günü hiç ağlamadım. Ailem – Allah onlardan razı olsun- beni okul fikrine gayet güzel alıştırmışlardı.

Şuan sahip olduğum Psikoloji ve Pedagoji ilmine belki sahip değillerdi ama sayelerinde sorunsuz bir şekilde başladım okuluma ve okul hayatım boyunca okulu ve dersleri hep seven bir öğrenci oldum.

Ama çok net hatırladığım flash back’ler var hafızamda. Mesela sınıf arkadaşım Ebubekir.

Öyle ağlamıştı ki… Bağıra bağıra tabir-i caizse. Okulun ilk gününe güzel başlayan diğerlerimiz  bile onun o halini gördükçe endişelenmeye başlıyorduk.

 

Şimdi gülümseyerek anımsadığımız o hatıralar, o yaşlarda bizim için oldukça kaygı verici bir durumdu.

Hummalı okul telaşları yavaş yavaş tamamlanıyor; yeni okul kıyafetleri ve çantalar, rengarenk kalemler alınıyor. 

Evlerde sıkça konuşulan tek bir mevzu var:

O küçük yavrunuzun artık büyümüş olması. 

Evet, artık çocuğunuz büyüdü ve okula başlama zamanı geldi.


Çocuğunuzun okula başlama sürecinde rahat bir tavır sergilemesi ve yaşayabileceği olası sorunların üstesinden kolayca gelebilmesi için ailelere düşen bazı sorumluluklar var.

Bir önceki cümlede altı çizili olan kısmı tekrarlamak istiyorum: Çocuğun okula başlama sürecinde rahat olması ve sorunları kolayca atlatabilmesi çocuk için olduğu kadar aile için de önemli bir uyum göstergesi.

Olağan olan çocuğun okula başladığı ilk günde yaşadığı anksiyetenin zamanla azalması beklenir ancak bazı durumlarda bu anksiyete artarak devam edebilir.


Ebeveynler, okulun ilk günlerinde çocuklarının davranışlarına olduğu kadar kendi davranışlarına da özellikle dikkat etmeleri gerekiyor. 

Çocuğun ya da ebeveynin davranışları altında yatan mekanizmalar ileriki dönemlerde çok daha büyük psikolojik sorunlar olarak çocuğun karşısına çıkabilir.


İşte bu yazımda elimden geldiğince ailelere çocuklarının okuldaki ilk haftasını kolay atlatılmasını sağlayacak önerilerde ve bu süreci zorlaştıran noktalar konusunda uyarılara değinmek istiyorum.

Aileler çocukları okul dönemine geldiğinde öncelikle kendilerini hazır hissetmeleri gerekiyor. Okula yeni başlayan çocuğun olduğu kadar o çocuğun ailesinin de ruh sağlığı oldukça önemlidir. 


Eğer çocuğunuz için kaygılanıyor, “Daha çok ufak, ezerler onu” ya da “Benden nasıl ayrılacak, daha önce hiç ayrı kalmadık” şeklinde cümlelerle bu kaygınızı onun yanında da paylaşıyorsanız kaygınızı çocuğunuza yansıtarak ayrılma sürecinin uzamasına ve uyum sürecinin zorlaşmasına sebep olabilirsiniz. Sizin yaşadığınız yoğun kaygı çocuğunuza, kendi durumu için endişelenmesi gerektiği izlenimi oluşturur.

 

Okul hazırlıklarınızı son güne ve gecenin son saatlerine bırakmayın mümkünse. Okula yeni başladıkları şu günlerde çocuklarınızın yemek ve uyku saatlerini azami bir şekilde düzene sokmaya çalışın. Çünkü okul öncesi dönemde her istediğini yapan, canı istediğinde yemek yiyen, uykusu geldiğinde uyuyan çocuklar okula başladıklarında oldukça zorluk çekebiliyorlar çünkü okul bir sürü kuralın aynı anda uygulandığı bir ortam. Aynı anda karşılaşabildiği bu kurallar bütünü çocuğu oldukça strese sokuyor. 


Çocuğunuzun bu stresini azaltmak için mümkünse bu haftadan itibaren belli saatlerde yemek yeme, oda toplama, televizyon izleme ve uyku gibi ihtiyaçlarını düzene koymaya çalışın. 


Okula yeni başlayan çocuğunuzun bu durumdan kaygı duyması, okul ortamında çekingenlik göstermesi oldukça olağan bir durum. Öncelikle yapmanız gereken empati kurmak. Kesinlikle kaygılarını ve çekingenliğini saçma bulmayın ve bu düşüncenizi olumlu bir dil kullanarak çocuğunuzla paylaşın. Okula gidiyor olmasını daha çok büyümüş olması ve böylelikle eğitime hazır olduğu gerçeği ile ilişkilendirin ve şu şekilde paylaşın: “Artık okula gidecek kadar büyüdün ve bu beni çok mutlu ediyor.”

Kesinlikle ve kesinlikle çocuğunuzun okul korkusuyla dalga geçmeyin. “Ne olacak sanki, canavarlar yok ki okulda, seni yemezler” tarzında cümlelerle hem çocuğun durumunu anlamadığınızı göstermiş hem de korkusunu pekiştirmiş olursunuz. Lütfen duygusal empati kurmaya çalışın çocuklarınızla.


Bazen görüyorum bazı aileler okuldaki uyum programlarına katılmak üzere çocuklarını okula göndermek yerine tatil planlarını bir hafta daha uzatma kararı alabiliyor. Ne olursa olsun, bu hafta çocuklarını okula getirerek, kendisi gibi okula yeni başlayan arkadaşlarıyla tanışma, kaynaşma ve ortamın havasını solumasına izin verin. Çünkü bu ortamda diğer çocuklarla benzer duygular yaşadığını görmesi çocukları oldukça rahatlatıyor.

 

Okulun ilk günlerinde anne ve baba olarak çocuğunuza eşlik etmeniz oldukça olağan ancak buna anneanne babaanne ya da dedelerin de eşlik ettiği durumlar görüyorum. Elbette birlikte gitmek isteyebilirler ancak çocuk açısından çok da doğru değil. O kadar kalabalık bir şekilde okula giden bir çocuk için okula gitmek olağan bir durumdan çıkar. Çocuğun üzerine aşırı titremek, aşırı özenli davranmak da yine çocuğun uyum sürecini güçlendirir.

Bazı durumlarda ailelerin okula gittikleri için çocuklarını ödüllendirdiğine şahit oluyorum, bu çok yanlış. Sizin için çocuğunuzdan uzaklaşıp kendisini bir öğretmene emanet etmek pek de kolay değil anlıyorum ancak ne olursa olsun çocuğunuzun büyümüş ve okul çağına gelmiş olduğunu kabullenin. Bu durumdan dolayı gurur duyduğunuzu ve her zaman destekçisi olacağınızı çocuğunuzla sık sık paylaşın. Sizden ayrılırken geçirdiğiniz veda sürelerini azaltmaya çalışın ki çocuğunuz bu uyum sürecine kolay adapte olabilsin.


Çocuklar için belki de en önemli şey güven. Bu nedenle çocuğunuza güven duygulu aşılamalısınız. "Buralardayım", "Çıkışta seni alacağım", "Kapıda olacağım" gibi cümlelerle çocuğunuzu sakinleştirebilirsiniz. Okulun ilk günlerinde dersin bitiş saatinden biraz daha önce okulda olmanız çocuğunuzun kaygılanmasını engelleyebilir. Hatta mümkünse öğretmeniyle görüşerek çocuğunuzu zil çalmadan birkaç dakika önce okuldan alabilirsiniz. Eğer almak için gecikmişseniz lütfen şaka yaptığınızı dile getirmeyiniz ya da yalan söylemeyin. O günü telafi ediyor olsanız da uzun vadede çocuğunuzla aranızdaki iletişimin bozulmasına neden olabilirsiniz. 

 

Çocuğunuz okula başlamadan önce ya da okulun ilk haftalarında aklına takılan bir çok şeyi size sorma gereksinimi duyacaktır. Ebeveynler olarak sizden ricam sordukları soruları cevapsız bırakmamanız yönünde. Gerekli açıklamaları kısa ve öz olarak cevaplandırmaya gayret sarfedin. Çocuğunuzun sorularına cevap vermemek bazen onu yok saydığınıza ya da önemsemediğinize dair düşüncelere dönüşebiliyor.

Çocuğunuz bu süreçte okula neden gitmek zorunda olduğu yönünde bir soru yöneltirse kesinlikle okula gitmenin zorunlu bir durum olduğu yönünde bir cevap vermeyin. Zorunluluk dolayısıyla okula gönderildiği fikri çocuğun zihnindeki okul imajını kötü etkileyecektir.

En önemli bulduğum iki noktayı özellikle sona bırakmak istedim. 

Birincisi, kesinle ve kesinlikle okulu gereksiz ve zamansız ziyaretlerde bulunmayın. Bu durum en başta çocuğunuzun okula uyum sürecini güçleştiriyor. Ayrıca anneleri gün içinde okula uğramayan çocuklar, gelen anneleri görünce aynı davranışı kendi ailelerinden görmek istiyorlar. Yani durum sadece okula sık gelen annelerin çocukları için değil, gelmeyenler için de oldukça can sıkıcı. 

Çocukların ötesinde, en büyük sorunu yaşayan kesinlikle sınıf öğretmeni oluyor. Sınıfın ilgisini canlı tutmak ve onların dış dünyayla bağlantısını koparacak aktiviteler için canla başla çalışan öğretmen, duyarsız bir velinin habersizce sınıfa girmesi üzerine büyük sıkıntı yaşayabiliyor

Sonuncu olarak, velilere şunu hatırlatmak istiyorum. Okul korkusu olan tüm çocuklar bu korkularını mantıklı sebeplere dayandırarak okuldan kurtulmanın yollarını ararlar. Bu dönemde mide bulantısı, baş dönmesi, karın ağrısı gibi somatik şikayetleri oldukça sık duyuyoruz. Lütfen bu sebeplerden dolayı çocuğunuza kaçamak tatiller yaptırtmayın. Bu şekilde davranmakla onlara iyilik değil kötülük yapmış oluyorsunuz.


 

Bunun yanı sıra, çocuğunuzun okula uyum süreci iki haftadan daha uzun sürmüş ise çocuğunuzun yaşadığı okul korkusunun altında yatan kaynaklar sorgulanmalı ve en yakın zamanda bir uzmanla bu konu üzerinde görüşülmelidir. 

Uzunca bir yazı oldu biliyorum ama bu konu oldukça önemsediğim ve üzerinde durduğum bir noktaydı. Belki bir kişiye ulaşmak ve onun bilinçlenmesine katkı sağlamak benim için oldukça önemli. Eğer etrafınızda çocuğu okula yeni başlayacak olan aileler varsa ya da sizler bu ailelerden biriyseniz lütfen yazdıklarıma kulak verin.
 
Çocuklarımızın okulla ilk tanıştıkları dönem olan bu sürecin nasıl atlatıldığı onların ileriki akademik, sosyal ve duygusal gelişimlerini birinci dereceden etkiliyor. Gelişimsel anlamda okula hazır olan bir çocuğun okula gönderilmemesi ya da okula başlarken yaşadığı uyum sürecini huzurlu ve olumlu bir şekilde tamamlamaması onun zihinsel kapasitesini yeterince geliştirememesinden tutun da sosyal becerilerinde sorunlar yaşamasına kadar giden sorunlar zincirine neden olabilir. 



Ben mesleğim itibariyle, çocuklar ve ailelerin kendi aralarında sağlıklı iletişim kurma becerileri üzeride yoğun çalıştım. Doğru iletişim kurmak ve bunu sürdürmek hayatımızın her aşamasında oldukça önemlidir, belki de miheng taşıdır.


Aile içi iletişimin önemli olduğu kadar aile dışındaki bireylerle çocuk arasındaki iletişim de oldukça önemli.
Çünkü çocuklar okula başlama yaşına geldiğinde, kendi ebeveynlerinin dışında erişkinlerle de ilişki kurma becerisine sahip olmalılar. Okula başlarken yaşanılan uyum süreçlerinde sıkıntı yaşayan, bu beceriye sahip olamayan çocukların ergenlik döneminde iletişim kuramadığını, yalnızlık duygusunda artış olduğunu, içe kapanan, evden çıkmayan, bilgisayar başından kalkmayan tipler haline dönüştüğünü; vücut algılarının bozularak yeme bozukluklarıile karşı karşıya kaldıklarını; zaman zaman öfke patlamaları yaşadıklarını; performans kaygısını yoğun bir biçimde yaşadığını ve kendine ileriye dönük akademik hedefler koyamadığını  gözlemliyorum.



İnşallah okula yeni başlamış olan tüm çocuklarımız ve ailelerimiz için başarılı ve huzurlu bir eğitim-öğretim yılı olur.

İletişiminiz hep güzel ve hep olumlu kalması dileğiyle,

Çiçeği burnunda psikologtan sevgilerle :)



11 yorum:

  1. Çok güzel bir yazı olmuş. Okula yeni başlayanların yaşayabilecekleri detaylar var. Benim henüz yok ama yeğenlerimin heyecanlarından biliyorum. Minikler bizlerin geleceği, ne kadar değerliler. Tüm minikleri güzel bir gelecek bekliyordur dilerim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bloğuma hoşgeldiniz öncelikle :)
      Elimden geldiğince açık ve bilgilendirici bir yazı yazmaya çalıştım, beğenmenize sevindim.

      Sil
  2. geçen sene bende yaşadım bu sorunları özlemcim, çocuğunun okulu gitmek istemesi,çocuğunu bırakacak bi yerin olmaması o kadar kötü kii,sonunda yarım gün okul, yarım gün bakıcı olarak sorunu çözdük, şimdide gün sayıyo, anne herkes gidiyo ben niye gitmiyorum okula diye :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. canım benim kıyamam ben onaaa :)
      okula ilk başladıkları dönem çok kaygılı olabiliyorlar, özellikle anneden ayrılmak birçok çocuk için zor geliyor ama okulda akranlarıyla birlikte olmak bir süre sonra daha cazip geliyor, hatta yaz tatillerinde cidden özlüyorlar okulu :)

      Sil
  3. ne guzel ozetlemissin. benimki henuz okullu olmadi ama ben de ins seneye bunlara dikkat edicem

    YanıtlaSil
  4. Teşekkür ederim, inşallah sizinki de sıkıntısız atlatır bu süreci,

    SEvgilerimle :)

    YanıtlaSil
  5. o kadar hızlı geçiyor ki zaman ortaokula başladığımı dün gibi hatırlıyorum ama şuan llise 3e geçtim zaman çok hızlı geçiyor :)

    YanıtlaSil
  6. Ahh ahh bilirimm o günleri Edacım, sonra bir bakmışsın üniversite bitmiş, mesleğini eline almışsın... Yıllar su misali akıp gidiyor gerçekten..

    YanıtlaSil
  7. Merhaba canım.Bloğunu yeni keşfettim.Hakkındaki yazını olurken kendimi gördüm.Aynı şeyleri istiyoruz, özellikle ev konusunda:)ama tek farkımız benim cahil olmam:)pedagog olmayı çok istiyorum ama benim için zor.neyse şu agresif sinirli anne modundanda çıkamıyorum bi türlü.bazen ben asla anne olmamalıymışım diyorum bu nedenlede çocuğum kardeş istemesine rağmen ikinci çocuğu düşünemiyorum.ya lafı çok uzattım değil mi?size sormak istediğim şey oğlum dört buçuk yaşında ve şubat tatilinden sonra okula göndermek istiyoruz anaokuluna.ama oğlum daha önce okula gitmemesine rağmen ben gitmek istemiyorum diyor.ben tamam dedim ama yinede gitmesini istiyorum ne yapabilirim?:)sevgiler Betül

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Estağfirullah ya o nasıl bir tabirdir öyle :( Cahillik üniversite bitirmekle aşılmıyor maalesef, diplomalı nice cahil insan var. Bu tamamen kendini geliştirmekle, açık vizyonlu olmakla alakalı bir durum. Herkesin sorumlulukları var. Herkesin üstlendiği sosyal roller var. Bazıları birçok sosyal rolü birden üstleniriz. Hem eş, hem anne, hem gelin, hem çalışan birey vs vs. Bu rolleri bir arada götürmek zordur birçok zaman. Söylediklerinizden anlaşılan o ki siz şuan annelik rolünün gerektirdiği sorumlulukları yerine getirirken zorlanıyorsunuz. Burada sorulması gereken bu zorlantının altında yatan sebep nedir? Birçok neden olabilir ve bunların hepsinin değerlendirilmesi ve problemin kaynağına inilmesi gerekir.

      Sorunuza gelince, Neden ilk dönemin başından itibaren okula başlatmadınız? Malum ilk dönemden bu yana aynı sınıfı paylaşan öğrenciler birbirlerini tanıdılar ve kaynaştılar. Bir sınıf bilinci oluştu hepsinde. Sonradan sınıfa müdahil olan öğrenci için ufak da olsa adaptasyon probleminin yaşanması söz konusu olabilir. Size tavsiyem muhakkak anaokuluna verin çünkü yaşıtlarıyla iletişim kurmaya, grup halinde bulunan ortamlardaki kurallara uyma ve daha birçok beceriyi kazanmaya ihtiyacı var oğlunuzun.

      Size tavsiyem ikinci dönem oğlunuzu bir anaokuluna verin ancak bir haftalık bir deneme süresi koyun. Bu deneme süresince kendi kaygılarınızı oğlunuza yansıtmayaya çaba sarfedin, onun kaygılarını da mantıklı bir şekilde açıklığa kavuşturun. Okula gidiyor olmanın ona kazandıracağı güzel şeylerden bahsedin, okula gitmeyi büyümüş olmasıyla ilişkilendirin ve onunla bu yüzden gurur duyduğunuzu belirtin. Bu şekilde sağlayacağınız özgüvenle kısa sürede adaptasyon problemini çözersiniz diye ümit ediyorum.

      Sevgiler.

      Sil
  8. Cevabınız için çok teşekkür ederim.ben ev hanımıyim ilk dönem tam dört yaşına girmemişti ekim doğumlu küçük diye göndermedik hemde ben evde olduğum için gerek görmedik ama şimdi çok yalnızlık çekiyor kardeş istiyor ama bende maalesef kendi durumumdan dolayı cesaret edemiyorum.oğluma çok zor günler yaşattım bi çocuğun daha bunları yaşamasından korkuyorum.bir yıl psikoloğa gittim ama bir sonuç alamadık.psikoloğumda bırakma kararı aldı:(bıktı galiba.neyse bu dönem gitsin istiyoruz umarım başarabilir.Duanizda yer verirseniz çok sevinirim,
    Sevgiler Betül...

    YanıtlaSil

Can-u gönülden yapılan birkaç satır kelamdır bu blog sahibesini sevindiren :)

BLOG DESIGN-Değmesin Yağlı Boya