20 Aralık 2013 Cuma

Veer Zaara


Hayrel' Cuma sevgili arkadaşlar,

Bu aralar blog takipçilerinin sıklıkla okuduğu konular arasında Hint Film'i yazılarımın hatırı sayılır bir çoğunluğu olduğunu görüyorum.

Hazır müsait bir vakit de buldum hemen yeni bir filmi paylaşmanın zamanıdır. İşte bu postun konusu olacak filmimiz:

Veer Zaara



 En güzel aşk hikayelerini anlatan filmlerin yönetmeni olan Yash Chopra ve senarist Aditya Chopra'nın bu filmi 2004 yapımı. Şu Chopra kardeşler ne romantik bir adamlarmış cidden yaptıkları filmleri şöyle bir kafamda değerlendirince...

Filmin başrollerinde Shahrukh Khan, Rani Mukherjee, Preity Zinta ve Amitabh Bachchan yer alıyor.  Black'ten hatırlarsınız Rani Mukherjee ve Amitabh Bachchan'ın şahane performanslarını... Yani demem o ki kadro çok sağlam.

Gelelim konusuna:

Veer Pratap Singh (Shahrukh Khan) Hint Ordusu'nda görevli bir helikopter pilotudur. Hayaat Zaara (Preity Zinta) ise Pakistanlı zengin bir ailenin kızıdır.

Gördüğünüz üzere daha en baştan Hintli - Pakistanlı, Zengin - Fakir antagonizması yer alıyor.


Güzeller güzeli kızımız Zaara, hindu dadısının vasiyeti üzerine küllerini Amritsar'a götürmek için evden kaçıyor ve bindiği otobüs yolda kaza geçiriyor. Kurtarma ekibinde yer alan yakışıklı mı yakışıklı Veer oğlumuz ise Zaara'yı kurtarıyor. Baammm! İlk görüşte aşk!


Zaara'nın çok sevdiği dadısının küllerini nehre atmasına yardımcı olur Veer. Zaara minnet borcunu ödemek için bir istekte bulunmasını ister. Veer de köyüne götürür Zaara'yı.

Veer ve Zaara harikulade bir gün geçirirler. Zaara'nın gitme vakti geldiğinde tren istasyonunda Veer'i bir süpriz karşılar. Arka planda çalan Do Pal şarkısı da ayrı bir dağlar yüreğinizi...

Veer ve Zaara birbirlerini deliler gibi severken ayrı düşerler.


Aşksa aşk, sevgiyse sevgi. Fedakarlıksa sonuna kadar. Bir insan sırf sevdiği kişi mutlu olsun diye kendi hayatını feda eder mi?


Spoiler vermek istemiyorum ama filmin en başında tüm filme kısa bir flashback yapıldığı için söylemek istiyorum. Veer kendisine atılan bir iftira sonucu tam 22 yıl hapis yatıyor... İsmi dahi bilinmeksizin ve tek kelime konuşmadan...

Sırf sevdiği kızın onurunu korumak için...


 İzleyeli aylar olsa da hatırladıkça içimi buran bir aşk hikayesi var bu filmde.

Veer'in sevdiği için feda ettiği ömrü?

Ya Zaara'nın bir hayali yaşatma arzusu?

Bulunduğu özveri?

Böyle büyük fedakarlıklar, böyle derin bağlılıklar artık filmlerde kalsa da insan filmi izlerken yaşıyor adeta. Öyle güzel, öyle güzel ki her dakikası... Sadece müzikler danslar bir ara dikkatinizi dağıtıyor çünkü öyle bir duygu durum yaşıyorsunuz ki filmin büyüsü bozulmasın istiyorsunuz...


Veer'in davası için özveriyle çalışan Saamiya Sıddıque'ın ( Raji Mukherje)  azimi ve bir emele tutkuyla bağlılığı? Veer ve Zaara için yaptıkları?

 Boğazın düğüm düğüm, gözlerin yaşlı bırakır bu film... Sonra birkaç süre çıkamazsın etkisinden...

İşte Veer'in mahkeme salonunda paylaştığı şiir:

" Ben, ben 786 numaralı mahkûm.
Parmaklıklar arasından dışarı bakıyorum.


Günlerin, ayların, yılların, tarihe dönüşlerini izliyorum.
Esen meltemde Bauji'min tarlasının kokusu geliyor.
Bu yakıcı güneş Maati'nin soğuk ayranını hatırlatıyor.
Bu yağmur yanında benim mevsim salıncaklarını getiriyor.
Bu kış soğuğu bana Lodi ateşinin sıcaklığını hissettiriyor.


Diyorlar ki 'Bu senin ülken değil'.
Öyleyse neden benimkine benziyor.
Diyorlar ki 'Ben onun gibi değilim'
Öyleyse neden o bana benziyor.

 

Ben 786 numaralı mahkûm.
Parmaklıklar arasından dışarı bakıyorum.


Cennetten gelen bir melek görüyorum.
Onun adı Samiya, bana ise Veer diyor.
Bana tamamen yabancı, ama yakınım gibi davranıyor.
Onun içten sözleriyle tekrar yaşama isteğim geliyor.
Onun yeminleri ve sözleri ile bişeyler daha yapma isteğim geliyor.
 

Diyorlar ki 'O bizden biri değil'.
Öyleyse neden benim için dünya ile savaşıyor.
Diyorlar ki 'Ben onun gibi değilim'.
Öyleyse neden o bana benziyor.


Ben 786 numaralı mahkûm.
Parmaklıklar arasından dışarı bakıyorum.
 

Köyümün renklerine sarınmış benim Zaara'yı görüyorum.
Benim hayallerim uğruna, kendi kilerini unutmuş…
Benim halkıma hizmet etmek için, kendi insanlarını bırakıp gitmiş.
Şimdi onun hayatını mutlulukla doldurmak istiyorum.
Onun için bir ömür daha yaşamak istiyorum.
 

Diyorlar ki 'Benim ülkem onun değil'.
Öyleyse neden benim evimde yaşıyor.
Diyorlar ki 'Ben onun gibi değilim'.
Öyleyse neden o bana benziyor.


Ben 786 numaralı mahkûm.
Parmaklıklar arasından dışarı bakıyorum."


Müzikleri de şahane bu filmin. Mahin Yahaan Hoon, Aisa Desh Hai Mera, Do Pal, Tere Liye ve dahası...

İşte defalarca dinlediğim halde bıkamadığım o güzel şarkısı ve filmin son anı...







Mutlaka izleyin...

Mutlu haftasonları!

4 yorum:

  1. Sevgili Özlemim;
    Sana bu satırları balon gibi şişmiş ve yarı kısık gözlerle yazıyorum :)
    Sebebi ise dün gece tavsiyen üzerine bu filmi izlemem ve film boyunca hüngür hüngür ağlamam :(

    Ne kadar dokunaklı bi filmi bu...
    Abartısız söylüyorum bütün film boyunca mendil elimde gözyaşlarımı sildim. Zaten Hint filmlerini seviyorum, ve zaten duygusal biriyim, bu filmde beni hiç şaşırtmadı ve günlerce etkisinden çıkacağımı sanmıyorum...

    Tavsiyen için sana teşekkür ederim kuzum... Kaliteli filmlerden anladığın aşikar. İnşallah şu bir kaç gün kendimi toparlayabilirsem diğer tavsiyelerini de izleyeceğim :)

    Sevgiler,
    Balon gözlü kız :)

    YanıtlaSil
  2. @ Yeni Bir Hayata Adım Adım,

    Tatlım bitanecik arkadaşım hem üzüldüm hem sevindim yorumuna. Üzüldüm çünkü cidden kalbi mengeneyle sıkan, gözyaşlarını sel misali akıtan bir film. Aslında bir film sadece ama sen, ben ve bizim gibi duygusal insanlar için bir film olmaktan daha da fazlası bu hint filmleri...

    Hint filmlerini bilen, seven insan sayısı hatırı sayılır çoğunlukta. İzlemem diyip burun kıvıran insanların da hem gerçek duyguları ele alan filmlerden, hem de gerçek aşktan ve sevgiden bihaber olduklarını düşünüyorum. Fazla sert bir eleştiri oldu ama bence öyle... Hint filmi izleyen biri duygusaldır, yüreği sevgi doludur, sabırlıdır...

    Ayrıca yorumuna da sevindim çünkü benim hint filmleri ile ilgili postlarım istatik sonuçlarına göre çok okunuyor ama nedense okuyanlar yorum yazmıyor. Böyle güzel yorumlar alınca hele daha bir aşka geliyorum..

    Keşke evlerimiz yakın olsa, böyle çeksek pijamalarımızı üzerimize, alsak elimize kahvelerimizi abur cubur ne varsa, hem yesek hem izlesek hem ağlasak hem coşsak...

    Ahh ki ne ahh..

    Seviyorum seni kuzu :)

    YanıtlaSil
  3. Ben inanıyorum ki, şu birkaç ayı da atlattıktan sonra o günler gelecek...

    Şuan annem babam belki o kadar uzak yerlere gitmeme müsaade etmezler ancak kendi evime geçtikten sonra kocacık adayım beni senden, böyle güzel yürekli bir arkadaştan mahrum bırakmayacak ve böyle akşamlarımız olacak :)

    yorumların en hası senin için olsun,
    Bende seni çok seviyorum kuzum,
    Gitgide değer kazanan arkadaşlığımiz olsun yıllansın inşallah...

    Ama inşallah kalbini kazanan kişi seni bizlerden uzaklara götürmez...
    :)

    YanıtlaSil
  4. @ Yeni Bir Hayata Adım Adım,

    Kocacık adayın olan Ahmet Enişteme şimdiden selamlar, umarım aile boyu birlikte gidip gelmelerimiz olur Büşüm :)

    İnşallah kuzum tüm dilek ve duaların için aminn diyorum içtenlikle.. Bakalım benim kocacık adayı uyuduğu kış uykusundan ne zaman çıkacak :))

    YanıtlaSil

Can-u gönülden yapılan birkaç satır kelamdır bu blog sahibesini sevindiren :)

BLOG DESIGN-Değmesin Yağlı Boya