16 Temmuz 2013 Salı

Guzaarish



"Hayat çok kısa dostlar...
Fakat hissederek yaşarsanız yeterince uzun...
O yüzden yıkın kuralları...
Çabucak affedin...
En derinden sevin...
Ve sizi gülümseten hiçbir şeyden pişmanlık duymayın..."

Merhabalar sevgili arkadaşlar, Bollywood filmlerime bayadır yeni film eklemediğimin farkındayım. Bundan belki de 2 ay önce izleyip ardından hemen blog postu haline getirip taslaklara kaydettiğim bir filmden bahsetmek istiyorum size: "Guzaarish"

Bugüne kadar paylaştığım Hint filmlerinin birçoğunun başrollerinde, Bollywood'un eşsiz prensleri Aamir Khan ve Shakrukh Khan yer alıyordu. Ben bu film ile beraber yepyeni bir sima daha tanımış oldum: "Hrithik Roshan"

İlk kez bu filmiyle tanıdığım Hrithik Roshan'ı internetten araştırınca adından övgüyle sözedilen bir oyuncu olduğunu gördüm ve yorumlarda hemen herkesin tavsiyeleri ortaktı: "Mutlaka diğer filmleri de izlenmeli."

Başrollerde Hrithik Roshan'a eşlik eden dünya güzeli Aishwarya Rai Bachchan'ı daha önce burada paylaşmış oldum "Devdas" filminden de tanıyorsunuz. Hatunun güzelliği 1994 yılında "Dünya Güzellik Kraliçesi" ünvanıyla taçlandırılmış bulunuyor. Filmde zaten bir yandan acı çekerken öte yandan Aishwarya'nın güzelliğine hipnotize olmuşçasına onu izliyorsunuz. Hele ki İspanyol tarzı elbiselerinin içinde yaptığı o dans sahnesi fevkaladenin fevkindeydi kanımca.


2010 yapımı bu filmin yönetmenliğini Sanjay Leela Bhansali üstlenmiş. Ayrıca görsel açıdan da şahane bir yapım olduğunu söylemek mümkün. İzleyen ve izleyecek olan arkadaşlar benle hem fikir olacaklardır ki filmde genel olarak hakim olan hüznü yansıtabilmek adına karanlık ve dramatik bir atmosfer tercih edilmiş. Kırmızılar çok yoğun kullanılmış mesela. Sofia rolünü canlandıran önceki satırlarımda bahsettiğim taçlı güzellik kraliçemiz Aaishwarya'nın kıyafetlerindeki hakim renkler hep bu tarzda.

Filmin konusuna gelirsek; yine ve yeniden biraz yeşilçam havası mevcut. Felçli bir genç adam ve ona hayatını adamaya istekli güzel bir kız. Buraya kadar biraz klasik gelse de kulağa aslında senaryosu için olmasa bile en çok görselliği ve biraz da filmin özünde verilen mesajlar adına bile bu film izlenmeli bence..

Hrithik Roshan'ın "Ethan"ı canlandırdığı filmde işlenen bir diğer tema ise "Ötenazi" meselesi. Yani kendi hayatını sonlandırma hakkına yasal olarak sahip olma durumu. Ülkemizde olduğu gibi Hindistan'da da yasaktır ötenazi.


Ethan vakti zamanında çok ama çok ünlü bir sihirbazdır. Gösterilerinden birisinde düşerek boynunu kırar ve felç kalır. Doktorların çok yaşamaz demesine rağmen 14 yıl yatalak bir biçimde hayatını devam ettiren Ethan, kendi gibi felçli insanlar için umut dolu söylemler sunan bir kitaba ve  radyo programına sahiptir. Radyo programından her gün insanlara hayatın güzel olduğuna, ne olursa olsun yaşanılması gereken bir armağan olduğuna dair olumlu mesajlar paylaşır.



Ama öyle bir zaman gelir ki Ethan'ın yaşamak için sevinci ve ümidi tükenir çünkü iç organları ciddi biçimde hasar görmektedir ve çektiği acılara daha fazla tahammül edememektedir. Radyo programından binlerce felçli insana seslenen Ethan bir sabah uyanır ve etrafında bulunan tüm o sevdiği insanlara ölmek hakkını kullanmak istediğinden bahseder. Tüm sevdikleri bu fikre şiddetle karşı çıksalar dahi avukat arkadaşından bu fikri mahkemeye taşımasını ister. Çünkü Ethan "Yaşamak bir haksa ölmek de hak olmalı" diye düşünür. Avukat arkadaşı Ethan'ı çok sever ama öte yandan çektiği acıları bildiği için onun davasını üstlenir.



Ülke çapında sansasyona neden olan bu dava mahkeme tarafından reddedilir. Ethan'ın öncesindeki radyo programları ve sonrasındaki ötenazi davası nedeniyleoluşan tezatlıktan mütevellit olsa gerek halk ona epey tepkilidir ancak Ethan da tekrar radyo programı yaparak kendi ölüm hakkı üzerine dinleyicilerin oy vermesini ister. 


Sonrasında yeni bir teşebbüsle tekrar dava açılır. Dava esnasında yaşananlar sizi üzüntüden buram buram gerebilir ve doğrularınızı tekrar sorgulatabilir. İzlerken senariste içinizden övgü dolu cümleler kurmanıza neden olabilir :) 


Ötenazi meselesi ile ilgili kendi fikrime yer vermek isterim. Filmde Ethan'ın mottosu olan "Yaşamak hak ise ölmek de hak olmalı" sözüne karşı çıkıyorum içten içe. Kendimize ait olmayan birşey üzerinde tasarruf etme hakkımız yoktur. Yani emanete hıyanet mevzusu bir nevi. Can bize emanet, biz de bu emanet bizden alınana dek o cana göz kulak olması gereken birer bekçiyiz. Sahibi olmadığımız bir varlık ile ilgili tahakkümper bir tavırla tasarruf etme iradesi göstermeye çalışmak Allah'ın iradesine başkaldırıdır bence. 



Neyse velhasılı kelam ötenazi iyi ki yasal değil. Öte yanda, Ethan'ın durumu büyük bir paradoks aslında bizler için. Onun gibi hayatını bir hemşireye ve yatağa bağımlı şekilde yaşamadan, onun çektiği acıları çekmeden söz söylemek boyumu aşar ama filmi izlerken içten içe dua ettiğim ve Rabb'ime verdiği sağlık nimetine şükrettiğim doğrudur. Her ne kadar farkına varmasak da dua ettikten sonra aldığımız nefesle bile yine O'na borçlanıyoruz... 


Bu konu üzerine yazılmış bir başka senaryo daha mevcut bu arada. Bir İspanyol filmiydi yanlış hatırlamıyorsam. "The Sea İnside - İçimdeki Deniz" Bu filmi de izlemenizi tavsiye ederim.

Yani özetle, bu film mutlaka izlenilecek, izlenilmezse pişman olunacaklar listesinin başlarında yer alıyor. Filmi izlerken aslında bize verilen en büyük nimetin sağlık olduğunu farketmemizi sağlaması ve şükretmemize vesile olması filmin en büyük artısı. 

Sonra bir de kıskançlık duygusu var tabii. Filmin en sonunda size "Hadii yaaaaa" dedirten bir geçmiş hikayeye gidilir ki siz bile bunu filmde nasıl farketmedim dersiniz kendi kendinize. 

Bir de Sofia var tabii.. Güzeller güzeli Sofia... Yıllar boyunca Ethan'ın eli, kolu, bacağı olan; O'nun için kendi hayatından vazgeçmiş bir kadın... Gözleriniz dolar bu kadını izlerken...


Şimdilik bu kadar... 
Yeni Bollywood paylaşımlarım için takipte kalın ;)
Sevgilerimle.







4 yorum:

  1. En son barfiyi izledim bunuda mutlaka izlemem gerek tskler paylasim icin bollywood filmerin hastasiyim :) filmleri interneten mi izliyorsun bu arada :)

    YanıtlaSil
  2. barfi de harikadır canım okudum yazını :)
    bunu da mutlaka izle :)

    Filmleri izlerken tarayıcı olarak mozilladan açıp downloader bilmem ne adında bir eklentiden indirerek izliyorum :)

    YanıtlaSil
  3. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öncelikle bloğuma hoşgeldin canım, böyle güzel tevafuklarla güzel blogger arkadaşlar tanımak ne hoş :) Umarım bloğumda keyifli vakit geçirirsin, sevgiler :)

      Sil

Can-u gönülden yapılan birkaç satır kelamdır bu blog sahibesini sevindiren :)

BLOG DESIGN-Değmesin Yağlı Boya