Merhaba sevgili arkadaşlar,
Sizler ne durumdasınız bilemiyorum ama yaz aylarını
pek sevmeyen bir arkadaşınız olarak bir an önce Sonbahar’ın gelmesini
bekliyorum.
Aslına bakarsanız benim favori mevsimim İlkbahar.
Toprağın canlandığı, doğanın uyandığı, börtü böceğin uykularından uyandığı
ilkbahar mevsiminin ılık esen rüzgarını, terletmeyen sıcağını ve uzun zaman
süren aradan sonra yeniden merhaba diyen güneşini seviyorum :)
Ama hava öyle sıcak ve bunaltıcı ki bahar olsun da
ilk ya da son fark etmez modundayım şu aralar :D
Terlemekten hiç hazetmiyorum, terlediğim zaman ciddi
huzursuz bir ruh haline bürünüyorum.
Tesettürlü olmanın verdiği zorluk da var
tabii ama maksat rıza-ı ilahi olup mükafat Allah-u Teala’dan beklenince
durumumuza her türlü hamd ediyoruz.
Mısır’daki din kardeşlerimizi düşününce sıcaklıktan şikayet etmek sahip
olduğumuz nice nimete şükürsüzlük olur :(
Girizgah için bunca kelamdan sonra gelelim bu
postumuzun asıl konusuna:
Malumunuz
taşınma işlerinden sonra baba ocağına geri döndüğümün haberini vermiştim.
Bu yaz iş değişikliğinden dolayı epey tatil yapma
fırsatım oldu. Temmuz ayının başından bu yana tatil yapıyorum ancak tatilin
biraz da Ramazan-ı Şerif’e denk gelmesinden dolayı evde vakit geçirmekten epey
sıkıldım.
İstanbul’da evimi barkımı ayarlayıp, Çin işkencesine
dönen taşınma işlerini de hallettikten sonra arkama bakmadan Bursa’ya geldiğim
doğrudur :)
İşte bu sefer, bu kaçamağı fırsat bilip kısa ama çok
güzel bir tatil yapma imkanı bulabildim.
Henüz yeni yeni keşfedilen, bilenlerin
vazgeçmekte zorlandığı, yeşil ile mavinin kucaklaştığı bu mekan ufak tatil
kaçamakları için harika bir seçenek.
TRİLYE
İsmini daha önce duydunuz mu bilmiyorum ama zeytinleri sayesinde dünyaca tanınıyor aslında.
Ben baba tarafından aslen Mudanya’lıyım, hani şu
ünlü Mudanya Mütareke Antlaşmasının yapıldığı Mudanya.
Dedemler de zeytincidirler. Dönüm dönüm arazilerde tonlara yakın zeytinler
tarlalarımızdan kış ayı gelince toplanır, derin mahzenlerde salamurası
yapılarak saklanır ve yeme vakti gelince de kendi ailemize yetecek kadarı
ayrılıp gerisi Marmara Birlik Kooperatif’ine satılır. Bu her yıl istisnasız
böyledir zeytincilikte.
Velhasılı kelam, çocukluğum o zeytin ağaçlarının
tepesinde, o zamanın koşullarına uygun zeytin tırmıklarıyla dallardan
zeytinleri düşürmekle geçti :) Sofrada mütemadiyen birkaç çeşit
zeytini bulunan, zeytinyağını kendi üreten bir aile olarak zeytinin de zeytinyağının da
hasından anlayan biriyim dersem, sizlere kendimle ilgili haklı bir övünç
kaynağı sunmuş olurum sanırım.
İşte, “Trilye
zeytiniyle dünya çapında tanınmıştır” derken, aslında bunu alalede bir cümle
olarak kurmadığımı belirtmek için kendi özgeçmişimden bir kesit sundum sizlere.
Trilye zeytinini bu kadar özel kılan, Trilye dışında
yetiştirilmesinin neredeyse imkansız oluşudur . Özelliği buruşuk, azıcık uzun,
etli mi etli ve en önemlisi o küçük çekirdeğinin etine yapışmıyor olmasıdır. Yerken
tadı damağınızda kalır. Bu zeytinden imal edilen sızma zeytinyağından bahsetmeme
bilmem gerek var mı?
Şimdi sabırlı arkadaşları, eski tarihten
günümüze uzanan bir Trilye turuna çıkarmak istiyorum.
Kayıtlarda “Tirilye” ya da “Trilya” olarak da geçen
Trilye Bursa’nın Mudanya ilçesine ait, daracık yolları ve cumbalı evleriyle,
adım başı zeytin ve zeytinyağı satan dükkanlarıyla, en önemlisi kucaklaştığı
yeşil ve mavi renkleriyle sizleri selamlayan şirin bir beldedir.
1300 lü yıllarda Osmanlılar tarafından ele
geçirilmiş, çoğunluk olarak Rumların yaşadıkları bir yerleşim yeri olma
özelliğini korumuş olan Trilye’ye II. Bayezid döneminde İstanbul’dan 30 hane
kadar Türk getirilerek yerleştirilmiş. O dönemde Rumlar yoğun olarak zeytin,
zeytinyağı hatta ipekböcekçiliği ve şarap üretimi ile meşgullermiş.
Ancak zeytin üretimi için ağaçların ilaçlanmasında
kullanılan tarımsal ilaçlar yüzünden etkilenen ipekböcekleri nedeniyle
ipekböcekçiliği zamanla azalmış, var olan dut ağaçları kesilerek bunlarla
sandal ve kayık yapılmıştır. Bu sayede belde de balıkçılık gelişmeye
başlamıştır.
Kurtuluş Savaşı esnasında Yunanistan’ın işgali
altında bulunan Bursa, 13 Eylül 1922 günü Türk ordusunun gelmesiyle işgalden
kurtarılmıştır. Lozan’la varılan
Mübadele Antlaşması gereğince buradaki Rumlar Yunanistan’a göç etmişler.
Boşalan yerlere de Selanik, Girit, Bulgaristan’dan gleen göçmenler
yerleştirilmiş.
Yıllardır buraya gelip giden biri olarak buradaki yerli
halktan çeşitli rivayetler dinleme imkanı buldum. İçlerinden benim en ilgimi
çeken, Türk ordusu geldiğinde Rumların korkuyla denize atlayarak
kaçmış olmalarına dair anlatılan hikaye. Savaş esnasında tüm hazinelerini
evlerinin altına kazarak gömü olarak bırakıp kaçmışlar çünkü Türklerin bir
şekilde yenileceğini ve kendi evlerine tekrar geri döneceklerini ummuşlar.
Boşalan Rum evlerine yerleştirilen bazı Türkler bu gömüleri sonradan keşfetmişler.
Velhasılı kelam bu hikayenin sonunda birkaç köşe birden dönenler mevcut :) :) :)
Beldenin “Trilye” olan adı 1963 yılında kaldırılarak
“Zeytinbağı” yapıldıysa da “Trilye” adıyla dünyaca ünlü zeytinlere sahip böyle
bir beldenin orjinalliğini korumak adına 2011 yılında “Zeytinbağı” kaldırılarak
yeniden “Trilye” adı verilmiş oldu.
“Trilye” isminin kaynaklarına erişmeye çalışırken
birkaç ilginç rivayet daha edindim. Bunları da paylaşmadan geçmek olmaz J
Birinci rivayet “Trigleia” adından türediği yönünde. İkincisi
bilinen ise Rumca “3 Aziz” anlamını taşıdığı. Üçüncü ve en ilginç olanı ise
Milattan Sonra 376’da İznik Konsülünde aforoz edilerek bölgeye yerleştirilen üç
papazdan (Aya Yanni, Aya Yorgi ve Aya Sorti) dolayı bu ismi taşıyor olduğu.
Trilye aynı zamanda birçok tarihi binanın da olduğu
bir yer. Rumlar zamanında birçok kilise ve manastır inşa edilmiş olsa da
günümüze ulaşan birkaç klisesi ve manastırı mevcut.
Bunlardan biri, Büyük Klise (Aya Tadori) olarak bilinen ve Osmanlılarca sonradan camiye dönüştürülen Fatih Camii’dir.
Bunlardan biri, Büyük Klise (Aya Tadori) olarak bilinen ve Osmanlılarca sonradan camiye dönüştürülen Fatih Camii’dir.
Büyük Klise (Aya Tadori)
Bir diğeri ise, tarihte duvarlarına ilk kez resim
çizilen Kemerli Klise’dir. Panagia Pantobasilissa Klisesi olarak da bilinen bu
yapı Rumlar tarafından Bakire Meryem Ana olarak adlandırdıkları Hz. Meryem’e
adanmış.
Sonuncusu ise “Taş Mektep” olarak bilinen, papaz
yetiştirmek için inşa edilmiş bir yapıdır.1900lü yıllarda inşa edilen, Eski
Kıbrıs Cumhurbaşkanı Başpiskopos Makarios’un da eğitim aldığı bu yapı döneminin
Batı mimarisini yansıtan Neo-Klasik tarzda bir yapıdır.
Taş Mektep
Taş Mektep
Taş Mektep, 1924 yılında şehit, öksüz, yetim
çocuklarının okudukları “Dar-ül Eytam” yani Öksüz Yurdu olarak kullanılmaya
başlamış. Şuan ise tarihi bir harabe…
Günümüze kalan manastırlar ise Medikion Manastırı,
Hagios Loannes Theologos (Pelekete) Aya Yani Manastırı ve Batheos Rhyakos
Soteros (Aya Sotiri) Manastırı’dır. Her birinin kliseleri yıkılmış yapılarak
olarak günümüze ulaşmışlar…
Peki Trilye’de konaklama imkanları?
Bu sorunun cevabı nasıl bir konaklama tercih etmek istediğinize bağlı olarak değişiyor. Trilye bir sit alanı olduğu için konaklama alanları açısından kısıtlı bir mekan ancak küçük ve mütevazi pansiyonlar ve moteller bulmak mümkün.
Bu sorunun cevabı nasıl bir konaklama tercih etmek istediğinize bağlı olarak değişiyor. Trilye bir sit alanı olduğu için konaklama alanları açısından kısıtlı bir mekan ancak küçük ve mütevazi pansiyonlar ve moteller bulmak mümkün.
Eğer daha lüks bir konaklama
istiyorsanız Mudanya’da yer alan tarihi Montana Otel’ini tercih edebilirsiniz.
Trilye’de ne yenir?
Trilye sahili boyunca sıralanan balık restorantlarını
görüp de balığının tadına bakmadan dönmek olmaz elbette… Özellikle de hakiki
zeytinyağında kızartılmış taptaze barbunya… Yanında Trilye zeytinyağıyla
yapılmış güzel salatalar ve zeytinyağlılar tercih edilebilir.. Sonra da keyif
için közde yapılmış Türk kahvesi… Balık yemeyenler için çiğ börek ve gözlemeler
de alternatifler arasında…
Gelelim Trilye’nin ulaşım imkanlarına…
Eğer İstanbul’dan geliyorsanız, İstanbul Yenikapı’dan
deniz otobüsleri aracılığıyla Mudanya’ya geliyorsunuz. Mudanya’ya ulaştığınızda
sizi Trilye minibüsleri karşılıyor. Bu minibüsler sayesinde 15 dk. da Trilye’ye
varmış oluyorsunuz. Trilye Mudanya arasındaki yol üzerinde göreceğiz sayısız
zeytinlikler ve doyulmaz manzarasıyla sizi büyüleyecektir eminim..
İstanbul’dan Bursa yönüne otomobil ile geliyorsanız,
Gemlik’i 3 km geçtikten sonra Engürücük sapağından girerek Kurşunlu, Güzelyalı,
Mudanya güzergahlarını izleyerek Trilye’ye varabilirsiniz. Yalnız dikkat
etmeniz gereken tek şey, hala güzergah tabelalarında Trilye yerine Zeytinbağı
yazıyor olabilme ihtimalidir.
Yüksek çınar ağaçlarının gölgelediği, taş sokaklarında
tarih kokan bu belde her ne kadar küçük gibi görünse de bir haftasonu tatili
için ideal. Yapılacak öyle şey, görülecek öyle güzel yerler var ki…
Bunlardan biri de Tarihi Çamlı Kahve… Canan Tan’ın “Yüreğim Seni Çok Sevdi” kitabını okuyanların hemen hatırlayacakları o meşhur “Çamlı Kahve”…
Bunlardan biri de Tarihi Çamlı Kahve… Canan Tan’ın “Yüreğim Seni Çok Sevdi” kitabını okuyanların hemen hatırlayacakları o meşhur “Çamlı Kahve”…
Ama burasını anlatmak için ayrı bir post yazmak lazım
zira yazı epey uzadı…
Sonuna kadar okuyan tüm arkadaşlara sonsuz
teşekkürler, gözleri dert görmesin hiçbirinin…
Bu cümleden önce eklemiş olduğum tüm resimler google görsellerden alıntıdır. Telefonumun kamerası oldukça kötü olduğu için sadece birkaç resim çekme fırsatım oldu. Onları da sonda ekleyeyim...
Sıcak günlerde serinlemek isteyenlerin günü birlik tercihi Trilye suları...
200 yıllık bir zeytin sıkma makinası
Trilye'nin sokakları, evleri...
Manzarası
Olur da birileri için tatil alternatifi sunmuş
olabilirim düşüncesiyle bazı gerekli bilgileri ve iletişim numaralarını da
yazarak bu uzun yazıma noktayı koyayım.
En içten sevgilerimle.
Konaklama İçin:
Hikmet Hanım’ın Ev Pansiyonu: 0535 814 01 58
Savarona Pansiyon: 0224 563 26 08
Trilye Otel: 0224 563 22 20
Diğerlerini incelemek için buraya: http://tirilye.neredekal.com/pansiyonlari/
Ulaşım İçin:
Trilye Resmi Web Sayfası:
Yemek İçin:
Şeker Ev Restorant: 0224 563 20 06
Savarona Restoran: 0224 563 26 08
Liman Restoran: 0224 563 24 10
Aaah Bursa uzun zaman oldu Trilye'ye gitmeyeli, çok iyi geldi bu post :')
YanıtlaSilSevgiyle..
Canım en son ne zaman geldin bilmiyorum ama buralar çok güzelleşti son birkaç yıldır :)
SilSevgilerimle..
Çok beğendim,gitmeyi isterim :)
YanıtlaSilPlanlayıp gitmeye karar verdiğinizde her türlü yardım ederim Allahın izniyle :)
Sil