18 Haziran 2014 Çarşamba

Hayatımızdaki Enstantaneleri Yakalamak



Fotoğraf sanatında "enstantane yakalamak" şeklinde bir terim vardır. Durmaksızın değişen bu dünya alemi içinde yalnız bir an için ortaya çıkan bir hareketi, bir durumu fotoğraflamak demektir enstantane yakalamak.
Poz vererek çekindiğimiz hiçbir fotoğraf enstantane değildir, poz veririz çünkü. Ama varoşlarda top oynayan çocuklar, ya da balkondan balkona konuşan iki kadının anlık varoluşları birer enstantanedir.

Yaşadığımız her an çevremizde sayısız hadise meydana gelir. Bazıları görüş alanımıza girer bazıları girmez. Bazılarını görürüz ancak görmemezlikten geliriz yahut görmüş olsak da sıradan karşılar, anlamsızlaştırırız.
Etrafımızda cereyan eden bu hadiseler hepimiz için farklı şeyler ifade eder. Her gün Galata Köprüsünden geçen biri için vapurların yol alırken arkalarında bıraktığı köpükler, uçan martılar ve yol üzerindeki simitçiler sıradandır. Ya da Balat'ta hayatını sürdüren biri için oranın ahalisi, renkli kapıları gündelik hayatın birer parçasıdır.

Düşünün bir, hiç farketmeden geçip gittiğiniz kaç sokak var yolunuzun üstünde, kaç çocuk var kapı önünde oynayan? Siz farketmeden geçip gittiniz belki ama Ara Güler ve daha nice sanatçılar bunları ölümsüzleştirdi. Çalarken bakmadığımız kapıları sadece bir kez fotoğraflayıp binlerce zaman binlerce kişi tarafından görülebilir olmasını sağladılar. Sizin evinize Ara Güler hiç gelmedi, gelmeyecek de. Şayet gelmiş olsaydı, evinizde yakalanması mümkün binlerce enstantaneyi yakalar, fotoğraflayıp ölümsüzleştirirdi. 

Sanmayın ki evinizdeki enstantaneler hep ziyan oldu. Sizler de ufacık bir farkındalıkla, evinizde yüzlerce hatta binlerce enstantane yakalayabilirsiniz. Mesela şuan benim yazmış olduğum bu satırları okuyorsunuz. Ömrünüz boyunca şu andaki duruşunuz bir daha varolmayacak. Bu enstantaneyi fark edin mesela. Gözlerinizle, zihninizle ve ruhunuzla yakalayın şuanınızdaki enstantaneyi. Tek kopya halinde saklayın hafızanızda.

Ve bugün, tam da bugün, sizin tarafınızdan algılanan dünyanın içinde, etrafınızdaki enstanteneleri küçük-büyük, önemli-önemsiz ayırt etmeksizin farkedip kucaklamazsanız, sizin yerinize kim fark eder ki? Sofrada tuza uzanan eşinizin hareketini basit bir olay olarak görebilirsiniz. Ya da bu ufacık hareketi, tarih boyunca bir daha tekerrür etmeyecek bir enstantane olarak da algılayabilirsiniz. Çocukların masumiyetle oyun oynayışları, eski dostların birer kahve eşliğinde sohbet edişi,  ya da eşinin kravatını düzelten bir kadının o anki duruşu yıllar sonra hasretle anımsanacak birer hatıra olacak belki. Kimselerin görmesini istemediğiniz en dağınık köşesini düşünün evinizde. Ama bir fotoğraf sanatçısı gelse, o köşeyi öyle bir açıdan çeker ki, sergilerde görseniz dağınıklığınızla iftihar edersiniz. O halde o köşeyi bugün siz de fark edin. Ve hayatınızdaki tüm diğer enstanteneleri. Bugün daha bir dikkatli bakın etrafınıza. Gözlerinizle fotoğraflayıp hafızanızda kaydedin gördüklerinizi. 

Hayatınızdaki enstanteneleri farkedebileceğiniz bir gün olsun dilerim.

Aşkla kalın!

10 yorum:

  1. İnsanoğlu o kadar hassas ve farkındalıkla baktığı zaman dünyaya, sanırım pek çok şey değişir yeryüzünde.
    Hoş yazı, teşekkürler;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bakmakla görmek ayrı şey derler ya hani. Tam olarak değinmek istediğim şey buydu aslında. Baktıklarımızı görmek, yeniden farketmek...

      Yazıyı beğenmenize sevindim, teşekkür ederim :)

      Sil
  2. Ne kadar hoş bir yazı olmuş bu böyle canım benim... Yüreğine sağlık. Düşündürttün en basit halleri bile, fark ettirdin...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim bitanem, senin beğenmen ayrı bir mutlu etti beni :)

      Sil
    2. Ama benim beğenmem ayrı bir mutlu etmedi mi? :(
      Üzülürüm vallahi:(


      :)))

      Şaka pek tabi;)

      Sil
    3. Utandım vallahi... :) Her yorum ayrı ayrı değerli ancak yakın dostlarınki başka bir sevinç veriyor Beyza Hanım :) Sevgilerimle efendim :))

      Sil
  3. Altını çizmediklerim geldi bir an gözümün önüne..
    Ne kadar çokmuş.
    Hayatımızda ki enstantanelerin kıymetini zaman geçtikçe daha iyi anlayacağız sanırım :)
    Aklımıza düşürdün, kıymetli bir yazı oldu.. Teşekkür ederiz efendim ^.^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Asıl ben teşekkür ederim efenim, bloğuma şeref verdiniz :) Yazının kıymeti ona kıymet yükleyen kıymetli dostlardandır... :)

      Sil
  4. çok güzel bir bakış açısı.

    YanıtlaSil

Can-u gönülden yapılan birkaç satır kelamdır bu blog sahibesini sevindiren :)

BLOG DESIGN-Değmesin Yağlı Boya