28 Mart 2015 Cumartesi

Léon - The Professional


Geçtiğimiz yıl Lucy filmiyle adından söz ettirmeyi yeniden başaran Fransız yönetmen Luc Besson'un benim için en iyi tek bir filmi var. Yönetmenlikte kendisini aşmış olsa da benim için bu filmi her zaman "best of" tur:

"Léon - The Proffessional"
 
 


 Bu filmi 90lı yıllarda annemle birlikte izlemiştim. Çok sonraları, birlikte izlediğimiz halde birbirimize "Öyle iyiydi, böyle harikaydı" diye anlattığımız fimler listesinde yerini aldı. Televizyonda sadece bir kez izleme imkanımız oldu. Ne zaman ki üniversiteye başladım ve bilgisayar sahibi oldum, indirip arşivlediğim ilk filmlerden oldu.

Gerek oyunculuğu, gerek karizmasıyla göz dolduran Fas doğumlu, İspanyol asıllı Fransız aktör Jean Reno ve henüz 12 yaşında olan ve ilk oyunculuk deneyimini yaşayan Natalie Portman'ı görüyoruz başrollerde. Bu film, Natalie Portman'ı, Natalie Portman yapan kariyer hayatının başlangıç noktası. Oyunculuk yeteneğine söyleyecek tek bir söz bile yok.

Bir kiralık katil düşünün, parayla adam temizliyor. Hayatı kurallardan oluşan, tam anlamıyla profesyonel bir tetikçi.. Sonra ufak bir kız gelip onun hayatını kökten değiştiriyor. .Yaşları birbirinden çok uzak olsa da, kesişen yolları sayesinde hiç alışık olmadıkları bir dünyanın kapısı aralanıyor ikisi için de. 


 
Mathilda,  Léon'a aşık olduğunu söylüyor. Aslında onun aşk sandığı şey, kendisine ilk defa iyi davranan birisine duyduğu minnet dolu sevgi ve bu sevgi de çocukların kendilerine has duygularını ifade ediş biçiminden fazlası değil bana kalırsa. Çünkü ailesinden dahi sevgi görmemiş bir çocuk henüz. 

Ve  Léon. O da Mathilda'ya bağlanıyor. Oysa o güne kadar kendini bağlayacak hiçbir şeye yer vermemiş hayatında. Sadece silahlarını koyduğu çantası ve konuşmadan kendisini dinlediği için en iyi arkadaşı olan çiçeği var yanında götürebileceği. Ama artık onun için de durum farklı. Çünkü Mathilda var hayatında. O zamana kadar görmediği bir sıcaklığa duyduğu özlemi buluyor Mathilda'da.

Filmin bana göre en komik sahnelerinden biri. Ne zaman hatırlasam gülerim ^_^

Ve bu sahne de tabi ^_^

 1994 yılında Fransa'da sadece  "Léon" ismiyle beyazperdede gösterime giren bu yapım, "Léon - The Proffessional" ismi verilerek Amerikalı izleyicileriyle buluşturuluyor. Yönetmeni Luc Besson'un belki de elinden çıkan en güzel filmlerden biri olan bu yapım, gösterime girdiği zamanlarda adından en çok bahsettiren yapımlar listesinde yer alıyor. 

Sinemalar.com sitesinde filmin süresi için 110 dk yazılmış olsa da film aslında 134 dk. Bu durumu açıklamak için kısaca "Director's Cut" mevzusuna değinmem gerekiyor. Sinema Endüstrisinde hala hararetli bir gündem maddesi olma özelliğini koruyan "Director's Cut" terimini şöyle açıklamak mümkün: Bazen, yasal engellere takılan ya da maddi çıkarlarına uymayan kısımlar yapımcı tarafından filmden çıkarılır. Öte yandan, yönetmenin kendi sanatsal becerisini ortaya koyma gibi bir amacı vardır. Yapımcı kırpılmış haliyle bu filmi piyasaya sürer. Sonrasında da yönetmen kolları sıvayarak aslında o filmde neyi, ne şekilde yansıttığını, sanatını nasıl kullanıldığını gözler önüne sermek için piyasaya sürülmüş bu montajı tekrar elden geçirir. Böylelikle "Director's Cut Version" ismiyle aynı filmden bir tane daha üretilir.

Velhasılı filmi izleyecekseniz süresine dikkat edin. 110 dk olan filmin normal hali, 134 dk olan Director's Cut versiyonu. Benim sıkı takipçisi olduğum bir film sitesi var, genellikle filmleri buradan indirip izliyorum. Leon - The Professional filminin Director's Cut versiyonunu izlemek isterseniz burada.

Bu sahne ve sonrasında Mathilda'nın o saksı çiçeğini toprağa gömerek gökyüzüne bakması. Ciğer-deşen sahnelerden biri!


Son olarak,

Bu filmden bahsedip de Sting'in "Shape of My Heart" şarkısını dinlememek olmaz.



Şimdilik söylemek istediklerim bunlardan ibaret.
Üzerinden yirmi yılı aşkın bir süre geçmiş olmasına rağmen hala adından söz ettiren, izlenildikten sonra uzunca zaman akıllardan çıkmayan, sinemasever arşivlerinin vazgeçilmez parçalarından biri olan bu filmi hala izlemediyseniz, bence bu haftasonu kendinize bir şans verin ve izleyin. Sonra da buraya gelip bana bir teşekkür edin ^_^

İzleyecek olan herkese keyifli seyirler,

Aşkla kalın!

4 yorum:

  1. leon en sevdiğim filmlerdendir.90 larda izlediğimde çok çokkk beğenmiştim.tabi o zamanlar tvde çıkmasını beklerdik:)))
    lucy filminide izledim ve oda çok çok güzel.insan beyni nelere kadir dedirtebilecek bir film.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet aynen öyleydi, biz de annemle bir kez tv de izledik ve sonra yine verirler diye epey beklemiştik :))

      Sil
  2. "Om shanti om " hakkında yorum ararken kendimi sizin blogunuzu inceleyip üstünede "leon" izlerken buldum ve sanırım teşekkür etmem gerekiyor size çünkü bayıldım filme :)

    YanıtlaSil
  3. "Om shanti om" hakkında yorum ararken kendimi sizin blogunuzu inceleyip üstünede "leon" izlerken buldum ve sanırım teşekkür etmem gerekiyor size çünkü bayıldım filme :)

    YanıtlaSil

Can-u gönülden yapılan birkaç satır kelamdır bu blog sahibesini sevindiren :)

BLOG DESIGN-Değmesin Yağlı Boya