Sevgili Dost,
Sevginin eli, Midas'ın elleri gibi dokunduğu her şeyi altına çeviriyor. Simitlerin susamlarını, balıkların pullarını, dolmakalemlerin uçlarını parlatan o el işte. O elle düğmeye dokunuyorsunuz, ışık yanıyor. O elle veda ediliyor hüzne.
Bir kilimi üzerinde sevgiliniz gezinecekmiş, bir kaşkolu çocuğunuz boynuna dolayacakmış gibi dokur, bir binayı içinde anneniz oturacakmış gibi yaparsanız, ne o kilim eskir, ne o kaşkol solar, ne o bina yıkılır.
Sevgili Dost,
Çaba istiyor sevgi. Tohum yetmiyor, çapa istiyor sevgi. O halde dinle, karların içinde çilek yetiştiren münzevinin hikayesini:
"İhtiyar bir kadın ormanda yaşayan bir münzevinin karların içinde çilek yetiştirdiğini duymuştu. Büyük kızından ormana gidip çilek getirmesini istedi. Kız ormana gitti ve annesinin isteğini münzeviye iletti.
Münzevi: 'Öyle ise önce bana bir iyilik yap. Şuradaki karları süpürüver. Kuşlara yem vereceğim' dedi. Kız oralı bile olmamıştı. Sadece çilek istediğini tekrarladı. Münzevi de ona çilek vermedi. Kız geri dönüp olanları anlatınca kadın bu defa aynı şeyi küçük kızından istedi. Münzevi ona da karları süpürmesini söyledi. Kız hemen süpürgeyi alarak işe girişti. Karları büyük bir ciddiyetle süpürmeye başladı. Çilekleri unutmuştu bile. Yalnız aç kalan kuşları düşünüyordu. Ama birdenbire karların altından çilekler çıkıverdi."
Sevgili Dost,
Beraber karları süpürmeye ne dersin? Ne dersin süpürdüğümüz karlardan, kardan adam yapmaya. Çileklerden gözleri, burnu ve dudakları olan bir kardan adam; elinde süpürgemiz.
"Elimden geleni yaparım," diyorsun demek. "İnsan ancak elinden geleni yapar ama, elinden gelenin ne olduğunu bilmek gerek."
Sevgili Dost,
Elini nabzına götür.
"İnsan ancak elinden geleni yapar ama, elinden gelenin ne olduğunu bilmek gerek." bu cümleye vuruldum. müthiş
YanıtlaSilBen de bu cümlenin yer aldığı satırı okudum defalarca, gerçekten çok anlamlı...
Silne güzel yazı ^^
YanıtlaSilKesinlikle ^-^
Sil