"Allah-u Teala sessiz ve karanlık bir gecede, kara taşın üstünde yürüyen kara karıncanın yürüdüğünü görür ve ayak seslerini işitir."
Bu cümleyi ne zaman hatırlasam manevi bir kuvvet bulurum içimde. Tüm güzel esmalara sahip olan Yüce Rabbimizin azametini, kudretini düşünürüm... Bizde sınırlı olan görmek nimetini veren Rabbimizin, "El-Basir" isminin alemdeki tecellilerini düşünürüm. Mahlûkların intizamlı ve sanatlı vücutları, rızıkların yaratılması, ihtiyaç sahiplerine vakti saati gelince yetiştirilmesi... Gözle görülen, görülemeyen tüm nimetleri... Âlemdeki intizamı düşünürüm uzun uzun... Yine de idrakım sınırlıdır, bilemem, anlayamam hakkıyla...
Pek sevdiğim bir menkıbe anlatayım sizlere bu akşam;
Vakt-i evvelde Cüneyd-i Bağdâdî Hazretleri'nin talebeleri içinde öyle bir talebe vardır ki, bütün iyilik ve fazîletler kendisinde mevcuttur. Sonradan gelmesine rağmen Cüneyd-i Bağdâdî Hazretleri onu ziyâdesiyle sevmektedir. Diğer talebeler de hâliyle bu talebeyi çekememektedir. Talebelerin bu hâli Cüneyd-i Bağdâdî Hazretleri'ne mâlûm olmuştur.
Bunun üzerine Cüneyd-i Bağdâdî Hazretleri talebelerini çağırarak, her birinin ellerine birer kuş verir ve şöyle der: "Aranızdan her biriniz bir kuşu yanına alsın, kuşla beraber gözlerden uzak bir yere gitsin, kuşu öldürsün ve sonra da ölüsünü bana getirsin."
Talebeler denileni yapmak üzere ortadan kaybolurlar. Aradan bir müddet zaman geçer, sonra her biri kuş ölüleriyle toplantı yerine geri dönerler. Yalnız o çok sevdiği talebesinin elindeki kuş hala sağdır.
Bu durumu gören Cüneyd-i Bağdâdî Hazretleri sorar: "Kuşu niçin öldürmedin?"
Talebesi şöyle cevaplar: "Efendim, siz benden kuşu gözlerden ırak bir yerde öldürmemi istediniz ama ben aradım taradım, böyle bir yer bulamadım. Nereye gittiysem, gittiğim her köşenin en ücrasına kadar Allah-u Teala beni görüyordu."
Cüneyd-i Bağdâdî Hazretleri diğer talebelerine dönerek şöyle seslenir: "Arkadaşınızın fîrâsetini gördünüz mü?"
Ne hoş bir menkıbe, öyle değil mi? Allah her şeyi görür, duyar, en ince ayrıntısına kadar bilir...
*
Ey Rabbimiz, sen benim kelamımı işitiyorsun, beni de bu cümlelerimi okuyan din kardeşlerimi de görüyorsun. Biz senin affına muhtaç kullarınız. Bizleri bağışla ve bizlerde gördüğün, râzı olmadığın hâlleri ihsanınla ve kereminle bertaraf ve mağfiret et...
Vay be harikaydı!..
YanıtlaSilSağolasın Dilekcim ^_^
Sil