25 Nisan 2013 Perşembe

Benim Adım Khan

Bloğuma eklediğim ilk Bollywood film postu olan "Ghajini"nin ardından bir yeni film ile tekrar karşınızdayım :) Bu postumda 2010 yapımı bir Bollywood filmi olan "Benim Adım Khan"ı kısaca tanıtmak istiyorum.

Bu filmi benim için özel yapan birden çok şey var aslında ama, en önemlisi Amerika'da gerçekleşen 11 Eylül saldırısı sonrasında Amerikalıların ve tüm dünyanın Müslümanlara olan bakış açısının değişmesi ve bu önyargıya karşı verilen mücadelenin bir kesitini gözlerimizin önüne sermesidir.


Başrollerini Shahkrukh Khan ve Kajol'un paylaştığı filmin konusundan kısaca bahsetmekte fayda var. Rızvan Khan (Shahrukh Khan) küçüklüğünü annesiyle  ıssız bir yerde geçiren bir müslümandır. Annesi öldükten sonra Amerika'ya küçük kardeşinin yanına gider. Orada tanıştığı ve aşık olduğu Mandira (Kajol) adında dul ve Hindu bir kadın ile evlenir. Rızvan Khan aynı zamanda da Asperger Sendromu hastasıdır. Bu hastalık otizm rahatsızlığının bir çeşididir ve ömür boyu süren, sosyal etkileşime ve iletişime zarar veren, sınırlı ve tekrarlanan davranışlara yol açan beynin gelişimini engelleyen bir rahatsızlıktır.
 

11 Eylül saldırısından sonra Mandira'nın oğlu faşist kesimler tarafından döverek öldürülür. Öldürülme sebebi annesi evlendikten sonra Khan soyadını almış olmalarıdır. Bunun üzerine Mandira Rizvan'i terk eder. Rizvan ne zaman geri gelebileceğini sorunca, Mandira ona Amerika Birleşik Devletleri başkanına gidip, adının Khan olduğunu ama bir terörist olmadığını açıklamasını ve ondan sonra geri gelmesini söyler. Rizvan hastalığı dolayısıyla bunu ciddiye alır ve yolculuğuna başlar. Başkan ile buluşmadan geri dönmeyecektir ve ona diyecektir ki: "Sayın Başkan, benim adım Khan ve ben bir terörist değilim."
 




"Hayatta iki tür insan vardır: iyi insanlar ve kötü insanla" mottosuyla dikkatleri çeken, hem bir romantik komedi hem de dram filmi olması yönüyle gayet zengin bir film olduğu kanaatindeyim. Güzel yapımların ve güzel oyunculukların sadece Amerikan sinemasından çıkmadığını kanıtlayan şahane filmlerden birisidir bence. 


Film ile ilgili literatür araması yaparken Shahrukh Khan'ın film ile ilgili şöyle bir ifadesiyle karşılaştım: "Film, kabiliyetsiz(hasta) bir adamın sakatlığa, güçsüzlüğe karşı yaptığı savaşını anlatmıyor. Hasta adamın, tüm dünyada olan Terör, Savaş, Nefret ve Düşmanlığa karşı yaptığı savaşı anlatıyor. [...] My Name is Khan filmi aynı zamanda Islam'ıda ele alıyor. Islam'ı ve dünyanın Islam'a bakış açısını ele alıyor. Fakat taraf tutmadık. Biz sadece iyi insanların ve kötü insanların var olduğunu söylemeye çalışıyoruz. Kötü Hindular, iyi Hindular, kötü Hristiyanlar, iyi Hristiyanlar olmaz. Ya iyi bir insanızdır, ya da kötü bir insanızdır. Din kriter değildir, insanlık kriterdir.


Bu film hem sizi kahkahalarla güldürebilir hem de burnunuzun direğini sızlatacak kadar da ağlatabilir. İnsanlığın, merhametin, özverinin, aşkın, dinin ve birçok şeyin içinde yer aldığı ve sımsıcak duygularla sarıp sarmalayan bu Bollywood filmini hala izlemediyseniz şiddetle tavsiye ederim.

Keyifli günler diliyorum,

En içten sevgilerimle.


4 yorum:

  1. Bu filmden bahseden çok kişi var
    umarım bir gün izlemek nasip olur

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. şiddetle tavsiye ederim izlemeni canım, izlediktten sonra neden bu kadar bekledim bu filmi diye kendi kendine kızarsın :)

      Sil
  2. Peki, gerçek hayatta, böyle bir adamdan etkilenip evlenecek kadın var mıdır..?

    Ben, engelli biriyim.. Yıllar evvel bir hatun kızla evlenmeye niyetlendim.. Kız, nasıl olduysa sevdi beni ve durumu ailesine anlattı.. Sağolsun, ailesi kesinlikle izin vermeyeceklerini dile getirdiler.. Uzun dönem keyiflerinin olmasını bekledik, olmadı.. Velhasıl-ı kelam; ailenin rızasının olmadığı evliliklerde mutluluk olmaz diye düşünüp, biz de hâyâl kurmaktan vazgeçtik.. Boyumuzun ölçüsünü aldık..

    Bu filmi izledim ve sahiden çok beğendim.. Filmin konusu ve ana fikri farklı ama herkes filmden kendine göre bir yorum çıkarıyorsa, o film başarılıdır, düsturundan yola çıkarak, ben kendi açımdan yorumlamak, daha doğrusu senin de mesleğini göz önüne alarak sormak istiyorum : Manevi boyutun bırakıldığı, fiziksel bir estetik ve somut görüntülerin baş tacı edildiği bir dönemde; hangi hatun kızımız böyle bir adamla evlenir..?

    YanıtlaSil
  3. @ Çocuk,

    Sonda sorduğun soruya en başta cevap vermek istiyorum: Surete değil sirete bakan insanlar evlenir. Eğer özü görebiliyorsa ve karşısındakini olduğu gibi kabul edip sevebiliyorsa evlenir..

    Yaşadığın durumu anlamak için empati kurmayı denedim ama seni anlıyorum diyerek ahmaklık etmek istemiyorum, çünkü anlayamam. Damdan düşenin halini damdan düşen anlar misali.. Ama mutlaka Rabbimin senin için yazdığı bir hayır vardır.. İlmi dairesinde bir hayır mutlaka vardır, bizim bunu göremiyor olmamız var olduğu gerçeğini değiştirmez.. Belki evlenmemek senin için daha hayırlıdır ya da bu durumda olman senin evleneceğin kızın biricik olması için hayırlıdır, belkiler çoğalabilir ama mutlaka bir hayır vardır..

    Yazılarında içindeki fırtınayı görebiliyorum. Kendine dürüst olmanı ve korkularınla yüzleşmiş olmanı gördükçe inan seni tebrik ediyorum.. Ne olursa olsun sakın unutma, hayır bildiğimizde şer, şer bildiğimizde hayır vardır ve her zorlukla beraber muhakkak bir kolaylık vardır.. Üzülme.. Rabbin seni terketmez hiçbir zaman..

    YanıtlaSil

Can-u gönülden yapılan birkaç satır kelamdır bu blog sahibesini sevindiren :)

BLOG DESIGN-Değmesin Yağlı Boya