23 Şubat 2015 Pazartesi

Kitap Kokusu - Distopya Okumaları III - Cesur Yeni Dünya



 Önceki yazılarımı takip edenlerin hatırlayacağı üzere, karşı-ütopya okumalarına başlamama sebep olan ilk kitap, William Golding'in "Sineklerin Tanrısı" isimli kitabı olmuştu. Ardından yaptığım ufak çaplı bir araştırmayla kendimce bir distopya okuma listesi çıkardım. Bu listenin başında, distopik edebi eserlere büyük ölçüde fikir babalığı yapmış olan Zamyatin'in "Biz" isimli eseri ile başlamıştım.  Zamyatin'in "Biz" ini, George Orwell'in 1984 isimli unutulmaz eseri ve Aldous Huxley'in "Cesur Yeni Dünya"sı takip etmişti.

İtiraf etmek gerekirse, distopya okumaları, okuma listemde yer alan diğer kitaplardan daha zorlayıcı oldu benim için. Ama şuan gayet güzel bir yol katettiğimi ve bu türde azımsanmayacak bir birikim elde ettiğimi düşünüyorum. Evet, okunması zor ancak üzerinde düşünülerek okunulduğu taktirde dünya görünüşünüzün açısını genişleten, meselelere farklı boyutlardan bakabilmenizi sağlayan ve sayamayacağım birçok şeyi size kazandıran kitaplar bunlar.





"Mutluluk ve erdemin sırrıdır yapmak zorunda olduğumuz şeyi sevmek. Tüm şartlandırmaların amacı budur: insanlara, kaçınılmaz toplumsal yazgıları sevdirmek."


*


Cesur Yeni Dünya'ya hoşgeldiniz! 

Burada insanlık daha sağlıklı, teknolojik açıdan daha gelişmiştir. Savaşlar, hastalıklar ve yoksulluk yok edilmiştir. Peki bunları sağlamak nasıl mümkün olabilir? Huxley geleceğin ütopik toplumunu kurarken ilk neşterini aile kavramı üzerine atar. Ona göre, toplumdaki istikrarı ve dengeyi bozan en önemli neden ailedir. Bu yüzden, Yeni Dünya'da çocuk üretimi kadınların ellerinden alınarak devletin kendi denetimine verilir.







Kuluçka ve Şartlandırma Merkezi adı verilen yerlerde, Bokanovski yöntemiyle tek yumurtadan yüze yakın ikiz embriyo oluşturulur.  Bu merkezde üretilen insanların, sosyal sınıfları ve görevleri önceden belirlenmiştir. Her türlü hastalığa - hatta yaşlılığa karşı bile bağışıklıkları vardır. Yetiştirilen insanlar hiyerarşik bir sosyal kast sistemine dahildirler; Alfa-Artı entellektüellerden Epsilon-Eksi yarı moronlara kadar sıralanan hiyerarşik bir sosyal kast sistemi.





Henüz bir embriyo halindeyken başlayan ve çocukluklarında devam eden şartlandırmalara maruz kalırlar insanlar. Bu şartlandırmaların çoğu uykuda eğitim - Hyponopedia yöntemiyle gerçekleştirilir. Cinsellik çok küçük yaşta erotik oyunlarla teşvik edilir ve öğretilir. İnsanlar büyüdükleri zaman, herhangi bir problemden dolayı sıkıntıya düşerlerse bugünün uyuşturucusuna denk düşen soma dan alırlar ve tüm sıkıntılarından kurtulurlar.

Yeni Dünya'da yaşlılık da yoktur. İnsanlar görünüş olarak yaşlanmadan, yaklaşık olarak 60 yaş civarına geldiklerinde ölürler. Ölmenin korkulacak bir şey olmadığı da uykuda şartlandırma yöntemiyle çoktan öğretilmiştir, bu yüzden ölmek vakti geldiğinde son derece canlı, renkli, eğlenceli yerlere giderler ve soma alırlar. Ölünce de yakılır, açığa çıkan fosfor yine toplum yararına kullanılır.

Yeni Dünya'da yaşayanların çalışma saatleri dışında eğlence yöntemleri kısıtlıdır; bazı oyunlar ve duyusal filmler vardır. İstikrarı ve mutluluğu bozacak, geçmişi hatırlatacak, özellikle de insanları duygulandıracak ve düşünmeye zorlayacak her türlü kitap ve tüm güzel sanatlar yasaktır. Shakespeare bile!

Polis vardır ama baskı, işkence, kötü muamele gibi olumsuz hiçbir muamele yoktur. İnsan doğası gereği adrenaline ihtiyaç vardır ancak bunun da çözümü bulunmuştur: Yapay Şiddetli İhtiras. Bu kavram, korku ve şiddete eşdeğer bir uygulamadır ve düzenli olarak sisteme dahil edilir. Yan etkileri yoktur ancak yine de tüm sistemi aşıp sorun çıkaran bireyler ortaya çıkarsa polis gelir ve hızla soma gazı atarak duruma müdahale edilir!

Yeni Dünya'da hapishane de yoktur, buna ihtiyaç duyulmaz bile. Çünkü ilkel benlik her yönüyle kontrol altındadır. Bir şekilde kontrol dışına çıktığında ise, topluma zarar verecek evreye gelmeden bertaraf edilir. Örneğin, Yeni Dünya'daki düzenden memnun olmayan, kendi bireysel haklarının farkına varmış, bağımsız düşünmeye başlayan yani kısacası bir bireyin davranması gerektiği gibi davranan herkes toplanır ve adalara gönderilir. Bu adalardaki insanlar birbirleriyle diledikleri gibi yaşarlar ancak Yeni Dünya'ya müdahale edemezler.

*

Huxley'in Cesur Yeni Dünyası ve Günümüz

Kitabı okuyanların dikkatini en çok çeken kısımlardan biri de Yeni Dünya insanının sıkıntılardan kurtulmak için aldığı somadır muhakkak. Huxley'in Yeni Dünya'sında sıkıntılarıyla yüzleşmek ve onu çözümlemeye uğraşmak yerine çok daha kolay bir yöntem olan soma vardır. Yeni Dünya'daki insanlar soma içerler ve dertlerinden uzaklaşırlar. Peki bizim dünyamızın soma'sı neye karşılık gelebilir?

Kanaatimce bizim dünyamızın soması, televizyonlar, bilgisayarlar ve hatta akıllı telefonlar. Hayatımızdaki sıkıntıları görmemezlikten gelmek hatta yok saymak için televizyonlara, bilgisayarlara ve akıllı telefonlara mecburuz. Huxley'in Cesur Yeni Dünya'sındaki somanın bizim dünyamızdaki versiyonu bunlar olsa gerek.

Kitapla ilgili benim değerlendirmelerim bunlardan ibaret. Tekrar altını çizmek isterim: okunması zor ancak üzerinde düşünülerek okunulduğu taktirde dünya görünüşünüzün açısını genişleten, meselelere farklı boyutlardan bakabilmenizi sağlayan türden bir kitap Cesur Yeni Dünya. Son olarak  kitaptaki karakterlerin isim kökenlerine değinmek isterim. Bu nokta, kitabı okuduktan sonra yaptığım araştırma sayesinde edindiğim bir bilgiydi. Kitaptaki karakterler ve ilham alınan kişiler listesi oldukça dikkat çekici.

Bernard Marx - George Bernard Shaw ve Karl Marx
Lenina Crowne - Vladimir Lenin
Fanny Crowne - Fanya Kaplan (Lenin'i düzenlediği suikast girişimi başarısızlıkla sonuçlanan kişi)
Polly Trotsky - Lev Troçki
Benito Hoover - Benito Mussolini ve Herbert Hoover
Helmholtz Watson - Herman von Helmholtz ve John B. Watson
Darwin Bonaparte - Napoleon Bonaparte ve Charles Darwin
Herbert Bakunin - Herbert Spencer ve Mikhail Bakunin
Mustapha Mond - Mustafa Kemal Atatürk ve Sir Alfred Mond
Primo Mellon - Miguel Primo de Rivera ve Andrew Melton
Sarajini Engels - Friedrich Engels ve Sarojini Naidu
Fifi Bradlaugh - Charles Bradlaugh
Joanna Diesel - Rudolf Diesel
Jean-Jeacques Habibullah - Jean-Jack Rousseau ve Habibullah Han

*

Önceki yazılarıma erişmek isterseniz;

William Golding'in   "Sineklerin Tanrısı"  isimli kitabına ait yorumum için buraya ,
Yevgeni Zamyatin'in   "Biz"  isimli kitabına ait yorumum için buraya 
George Orwell'in  "1984"   isimli kitabına ait yorumum için buraya tıklayabilirsiniz.

Bu kitabı listesine alanlara şimdiden keyifli okumalar,

Aşkla Kalın!


1 yorum:

Can-u gönülden yapılan birkaç satır kelamdır bu blog sahibesini sevindiren :)

BLOG DESIGN-Değmesin Yağlı Boya