7 Haziran 2015 Pazar

Tavşan, Tilki ve Politika




Genel seçim günü geldi çattı. Bugünün gelmesini en çok isteyenlerden biri de benim sanırım. Apolitik oluşumla tezatlık sergilemiyor aslında bu isteğim zira meydanlardaki parti çadırlarından, iplere dizilmiş parti bayraklarından, absürt şarkılarıyla bangır bangır gezen parti arabalarından ve siyaset konuşmaya pek meraklı eşten-dostan pek sıkılmış durumdayım!

Politika denince aklıma hep şu fıkra gelir benim: 

Bir tavşan önüne bir daktilo almış tak tuk tak tuk bir şeyler yazıyormuş. Oradan geçen bir tilki, tavşana şöyle seslenmiş: “Hey tavşan ne yazıyorsun?” Tavşan umarsızca cevap vermiş: “Doktora tezimi yazıyorum.” 

Tilki pek anlamamış aslında ama yine de sormuş: “Ha öyle mi, çok güzel ne hakkında?” Tavşan kendinden emin bir şekilde “Tavşanların tilkileri nasıl yedikleri hakkında.” diye cevaplamış. Tilkinin şaşkınlığı artmış ve “Yok canım olur mu öyle şey hiç tavşanlar tilki yerler mi?” diye sormuş gayr-i ihtiyari. Tavşan yine kendinden emin bir şekilde “Olur canım gel istersen sana ispat edeyim.” demiş.

Beraberce tavşanın yuvasına gitmişler. Tavşan bir süre sonra tek başına çıkmış ve yine daktilosunun başına geçmiş, tak tuk tak tuk bir şeyler yazmaya devam etmiş. Daha sonra oradan bu sefer bir kurt geçiyormuş. Tavşanı gören kurt seslenmiş: “Hey tavsan ne yazıyorsun?” 

Tavşan yine aynı cevabı vermiş: “Doktora tezimi.” Kurt merak etmiş ve sormuş: "Ne hakkında?" Tavşan yine aynı kararlılıkla “Tavşanların kurtları yemesi hakkında.” diye cevaplamış. Tilki kadar şaşırmamış kurt, hatta komik bulmuş ve “Yayınlamayı düşünmüyorsun herhalde buna kim inanır.” demiş. Tavşan “Doğru olmaz mı gel istersen göstereyim.” diye cevap vermiş kurta.

Yine beraberce yuvaya gitmişler, tavşan bir müddet sonra yine tek başına dışarı çıkmış.

İşte, fıkra bu şekilde. 

Şimdi siz de inanmadınız tavşana değil mi? 

Aslında olayı anlayabilmeniz için tavşanın yuvasına bir göz atmanız gerekir.

 İçerideki tablo tam olarak şöyleymiş: Bir köşede tilkinin kemikleri, bir köşede kurdun kemikleri. Diğer taraftan da bir arslan kürdanla dişlerini temizliyor.

Ben Türkiye siyasetinde kimin tavşan kimin aslan olduğu ayırdına henüz varamadım. Bu yüzden, politik demeçler verecek kadar politikadan anlamadığımı düşünüyorum ve bu tarz konuların hararetli bir şekilde konuşulmasından pek hazetmiyorum. 

Kimin kime oy verdiği ya da oy verip vermediği sadece kişinin kendisini ilgilendirmeli. Demokratik bir ülkede, başkasının verdiği oya bu kadar kafa yoran, hazımsız ve ötekileştirmek için teyakkuz halinde bekleyen insanları görmek üzücü...

Dilerim bu seçimin sonucu ülkemiz için hayırlara vesile olur.

Yazımı Aristoteles'in şu sözüyle bitirmek istiyorum: 




4. yüzyılda söylendiği halde hala geçerliliğini yitirmemiş öyle değil mi?




8 yorum:

  1. Ay o kadar katılıyorum ki inan ki benim için de seçim gününün tek anlamı bu yeter artık herkes bi sussun modundayım hele geçen haftadan beri tv bile açmıyorum o ezberlendik söylevlerden o kadar sıkıldım ki. Zaten herşey sandıkta belli olacak kimse su baskan iyi konuştu diye oyunu değiştirmiyor eşin dostun lafıyla oy değiştiren de yok nedir o zaman bu gürültü? Dilerim bu gün hayırla sonuçlanır diyeyim ben de:-)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sonuçlar her ne kadar üzücü olsa da dilerim bu da ülkemizin akıbeti hususunda hayırla sonuçlanır. Rabbim ülkemizin bekası üzerinde kötü emellere sahip olan herkesin niyetini kendi başına döndürsün, ne diyeyim...

      Sil
  2. O kadar güzel o kadar duyarlı bir yazı olmuş ki ellerine sağlık. Bizi bitiren görüş farklılıkları değil töleranssızlık... Herkese akıl fikir ve salim bir kafa diliyorum..

    YanıtlaSil
  3. Çok güzel ve anlamlı bir yazı olmuş bu...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim canım, benimle hemfikir arkadaşlarımın olduğunu görmek mutluluk verici...

      Sil

Can-u gönülden yapılan birkaç satır kelamdır bu blog sahibesini sevindiren :)

BLOG DESIGN-Değmesin Yağlı Boya