5 Ocak 2015 Pazartesi

Kedicik Pisicik

Hayvanları severim ama uzaktan. Pek dokunup, sevebildiğim söylenemez; ürkerim çünkü. Ama kız kardeşim benden çok daha iyidir bu konuda. Henüz bebekken bile belli ederdi hayvan sevgisini. Biraz daha büyüyüp yürüyebilir hale geldiğinde o bıdık haliyle kedileri kovalardı kendince. Kendisi o kadar iyi bir hayvanseverdir ki, hayvanların her cinsine karşı muzzam bir muhabbet besler -böcekgiller de dahil! Sadece muhabbet beslese iyi, evde beslenebilecek olanların tümünü sayesinde besledik diyebilirim. Balık, muhabbet kuşu, su kaplumbağası, ördek, civciv, kedi... Kendisine kalırsa köpek de istiyor ama malum köpek olan yerde namaz kılınamıyor. Bunu ona anlatmakta en başlarda zorlanmış olsak da şuan köpek de dahil benzer hayvanları, gündelik hayatımızı geçirdiğimiz yaşam alanlarımıza sokamayacağımızı öğrenmiş durumda. 

Bir hayvan beslemeyi hiç düşündüm mü diye sorarsanız, hayır hiç düşünmedim, düşünemiyorum da. Kendime ancak bakabiliyorum, bir de hayvanın günahına girmeyeyim ^_^ .   Ama beslemeyi istesem sanırım tercihimi sıcak kanlı bir hayvandan yana kullanırdım ve o da kuvvetle muhtemel kedi olurdu.  Köpekler için sadık, kediler için nankör derler ama ben kedilerin de en az köpekler kadar sahiplerine karşı sadakat beslediğine inanıyorum. Dahası tanıdıklarına sırnaşık, tanımadıklarına yabani davranıyorlar -ki bu hallerini de azıcık kendime benzetiyor olabilirim ^_^

Tabii işin bir de dini yönü var. Dinimizce köpek beslemenin birkaç husus dışında hoş karşılanmadığını biliyorum. Özellikle Şafii mezhebine mensup olanlar bir nevi necis gözüyle bakıyorlar yanılmıyorsam. Nakledilen hadislerle bizlere aktarılanlar, besleyen kişilerin ecir kaybettiği,  Hz. Cebrail ve rahmet meleklerinin köpek bulunan yere girmediği ve kılınan namazın kabul görmediği yönünde. (Bununla ilgili detaylı bilgi edinmek isteyenler buraya ve buraya tıklayabilirler.)

Köpek meselesini burada bırakıp yeniden kedicik pisicik mevzumuza dönelim: Belki yanlarına gidip onları sevemiyorum ancak, sokak fotoğrafçılığında en sevdiğim şeylerden biri kesinlikle bu kedicikleri fotoğraflamak. Nerede kedi görsem, muhakkak başında dikilir birkaç poz çeker öyle devam ederim yoluma.

Mesela şu altta resmini gördüğünüz  pisicik Beyazıt Kapalı Çarşısının ön taraflarında bir yerlerde tarafımca çekilmişti. Öyle dertli bir hali vardı ki, sanki dünyanın gamı bu kedinin üzerine binmiş sanırsınız.



Alttaki de Kadıköy taraflarında bir yerde çekilmişti yanlış hatırlamıyorsam. Kımıl kımıl birşeydi bu kedicik, çekebildiklerimin içindeki en net fotoğrafı bu maalesef. Gözlerindeki kızgınlığa bakar mısınız? "Dee gett abla beni rahat bırak" der gibi bir hali var ^_^


Sanırım kedilerin en çok gözlerini seviyorum. Hem masumca hem de delice hırçın bakabiliyorlar. Alttaki iki resimde yer alan kediciklerin duruşlarına bakar mısınız?



Gelelim bu postun assolistine. Bu postu sırf bu kedi için yazdım desem inanır mısınız?




Yine, Kadıköy civarındayken çekildi bu fotoğraflar. Bahçeli bir evin önünde keyif çatıyordu bu kontes. Ben yanına yaklaşıp fotoğraf çekmeye başlayıncaya kadar gayet kendi halindeydi ama bir anda canlandı ve bana birbirinden güzel pozlar verdi. ^_^



Şu resim ürkütücü, kabul ama ilk defa bir kediyi esnerken bu kadar detaylı görebilmiştim.


"Onca verdiğim poz yetmedi mi sana bacım?" bakışları. Ben yavaştan yavaştan uzaklaşmaya başlıyorum tabii malum kedi milletinin sağı solu belli olmaz.  ^_^
Onca konu mankenliğinden sonra yorgun düşen kontesin bir bakıma "Yiiteeer yiaaa" pozu oluyor bu da.


Sizin kedilerle aranız nasıldır peki? Hiç kedi beslemeyi düşündünüz mü evinizde? Ya da benzer deneyime sahip yakınlarınız var mı çevrenizde? 

Tabii en önemlisi, fotoğraflarımın arasında sizin favoriniz hangisi oldu bilmek isterim ^_^

2015'in ilk pazartesi günü  -ve bundan sonraki her pazartesi günü- dilerim ki sendromsuz ve keyifli geçer hepimiz için. 

Aşkla kalın!




8 yorum:

  1. "Kendime ancak bakabiliyorum, bir de hayvanın günahına girmeyeyim " cümlesini okuyunca kendi sesimi duydum gibi geldi bir an! :))
    Hayvancağızlara karşı merhametim vardır ama dokunamam, sevemem. Öyle kıllı tüylü, ay ne bileyim, bir değişik oluyorum:-/ :))
    Kediseverler çılgın oluyor ama yaa, nerede bir kedi görseler "aaaaaaaaaaaayyy şuna baaaaaaaaaak!" diye cıvıldamaya başlıyorlar:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Senle tıpa tıp benziyor hayvan sevgimiz desene sevgili Beyza :) Kediseverlerle ilgili analizin de bence oldukça doğru, çünkü etrafımdaki tüm kedi severlerin tepkisi neredeyse benzer :)

      Sil
  2. Fotoğraflar harika hayatım ya ellerine sağlık, çok hoşuma gitti ne güzel çekmişsin:) Muhabbet kuşu beslemişliğim vardı. Çok da güzel konuşmayı öğretmiştim. Öyle tatlı oluyorlar ki konuşunca:)

    yavru köpek ve kedilere bayılırım. her şeyin yavrusu tatlı oluyor:) he ama alıp da besleyip bakmam orası ayrı:) Biricik'in kedisi vardı biz evlenmeden önce:) nişanlıyken. Ama ben gelince başkasına verdi. istemedim ben.
    hem korkarım hem de onların tüyleriyle baş edemem... Allahım bir sene sonra bile bir taraflardan tüyleri çıkıyordu ıığğğ... :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle canm herşeyin miniği tatlı oluyor, çok öncelerde facebook ta yeni doğmuş kirpi yavrusu gördüğümde "Ayyy canım benimmmm ne tatlısınız siz öyleee" diye evde çığırdığımı biliyorum ^_^

      Kedi besleyen bir öğrencim vardı (Ahsen duyuyorsan ses ver !^_^) onların evine ziyarete giderdim bazen, evlerinde kedi beslerlerdi. Ben de o kediciğin tüylerinden nispeten payımı aldığım için bilirim kedi tüyünün biz gibi kıldan tüyden iğrenen insanlara hissettirdiklerini :))))

      Sil
  3. Köpeklerden çok ama çok korkarım.. Küçük-büyük olması farketmiyor; yanımda biri varken korkmuyormuş gibi davranmaya çalışsam da bir şekilde kendimi ele veriyorum.. Köpekler onlarca korku kaynaklarımdan önemlilerinden biri..
    Kediler çok tatlı..Şirin..Zaman geçirilesi ancak kedilerin de bakışlarından korkuyorum.. Ki zaten senin fotoğraflarından da görüleceği üzere bakışları korkutuyor..
    Ben muhabbet kuşu besledim.. Güvercin besledim.. İşyerinin önünde büyük bir havuzumuz var ve içine balık doldurduk.. Onlar sevimliydiler ancak senin gibi düşünüyorum; kendime bile bakamazken, bir hayvanın günahını almak istemem..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Abi köpeklerden korktuğunu korkmuyormuş gibi yapsan da geçen farkettim ^_^ Kuş beslesem herhalde papağan beslemek isterdim ya da güzel ötücü bir kuş... Ama işte dediğimiz gibi, kendimize bile zor bakıyorken hayvanın günahına girmeyelim...

      Sil
  4. yıllarca kedilerden korktum, boşuna :( kedi değilde köpek severdim. meğer kendimi nasıl bir sevgiden, iyilikten mahrum bırakmışım. evimizin arkasına bir kedi yavrularını bırakınca başladı her şey. onlara baktık büyüttük sahiplendik, eve gelmek istemeyenler dışarıda kulübelerindeler... Allah' a şükrediyorum içime bu sevgiyi, bu merhameti verdiği için. Şu an annemin evinde 3 kedimiz var, böyle bir sevginin tarifi yok. Kendi oturduğum mahallede de sokak köpeklerine ve kedilerine bakıyorum, yaralı olan bir köpeğimiz var onun kremlerini sürüyorum. Evde muhabbet kuşlarımız ve papağanımız var, eşim henüz bir kediye hazır değil yavaş yavaş alıştırmaya çalışıyorum :) Allah daha iyi bir insan olma fırsatı veriyor bizlere bence :)

    YanıtlaSil
  5. tüm hayvanlardan korkarım;böceklerden bile. ama kedi ve köpek korkum hat safhada.hele ki kedi,aman Allahım... buna rağmen 6 ay kadar evimde köpek bakmışlığım var.alışmıştım.korkuların üstüne gitmeyi severim. 11 yıl muhabbet kuşu baktım ki çocuğum gibi olmuştu artık,o başka bir şeydi.candı,canımdı...ömrü yetmedi ailemizden 2 yıl önce ayrıldı. 1 yldır yeni bir muhabbet kuşum var.ilki kadar çok sıkı bağımız olamadı ama alıştık birbirimize.onu izlemek,onun hayatında bir parça olmak mutlu ediyor beni...kendine bakamazken bir hayvana bakabilmeli insan bence.daha çok tutunuyor hayata,daha çok önemsiyor dünyayı...çok şey değişebiliyor bir hayvanla birlikte,olumlu şekilde.

    YanıtlaSil

Can-u gönülden yapılan birkaç satır kelamdır bu blog sahibesini sevindiren :)

BLOG DESIGN-Değmesin Yağlı Boya