Hint Sineması ile ilgili uzun zamandan beri bir yazı paylaşmadığımı farkettim. Hazır tatildeyken ve yazmak için vaktim varken hint sineması kategorisine yeni bir yazı ekleyeyim istedim. Bollywood sevenlerin bildiği bir film, o filmin içindeki bir soundtrack ve o soundtracke konu olan bir destansı hikayeden bahsetmek istiyorum sizlere. Jab Tak Hai Jaan 'dan bahsediyorum efendim. Hani şu Shahrukh Khan ve Katrina Kaif'in başrollerini paylaştığı, Yash Chopra imzalı muhteşem Bollywood filmi.
Filmi izleyenlerinizin hatırlayacağı üzere Meera, babasının 50. yaş günü için ona bir süpriz yapmak istemektedir. Tesadüfen tanıştığı sokak şarkıcısı Samaar'dan kendisine Punjab dilinde bir şarkıyı çalabilmeyi ve söyleyebilmeyi öğretmesini ister.
Samaar ve Meera uzunca bir müddet çalışırlar ve ayarlanan doğum günü partisinin günü geldiğinde Meera, babasına herkesin karşısında okur bu güzel şarkıyı.
İşte bu şarkı, - nasıl demeli, sanki damardan değil de kulaktan alınan bir uyuşturucu gibi. Hint Sineması-severseniz, üstüne bir de soundtrack-severseniz bu şarkıyı sevmemeniz için hiçbir nedeniniz yoktur. Hele bir de şarkının içinde geçen hikayeyi biliyorsanız...
Yoksa hikayeyi bilmiyor muydunuz? Üzülmeyin, yazının sonunda öğrenmiş ve kendinizi şarkıyı dinlerken bulacaksınız. (Yazar kendinden fazla emin sanki ^_^ )
*
Mirza ve Sahiban adında iki çocuk yaşarmış günün birinde. İkisi de aynı sınıfta okumuş olsalar da farklı dünyalarda büyümüşler aslında. Sahiban, bölgenin ileri gelen ailelerin birinin kızıymış. Mirza ise bir başka yörenin ileri gelen ailelerin birinin oğlu. Zaman geçmiş, okul bitmiş ve ikisi de yaşadıkları diyara geri dönmüşler. Yıllar sonra Mirza akrabalarının yanına, Sahiban'ın yaşadığı köye gitmiş. Sahiban'ı görmüş. Öyle güzelmiş ki Sahiban, onu gören şairler güzelliğine şiirler yazıyorlarmış. Mirza görür görmez aşık olmuş Sahiban'a. Tabii Sahiban da Mirza'ya. Birbirlerini delice bir aşkla seviyorlarmış ama zaman geçince Sahiban'ın ailesi kızlarını başka biriyle evlendirmeye karar vermişler.
Sahiban bunu öğrenince Mirza'ya bir mektup yollamış ve 'Gelmeli ve ellerimin düğün kınalarını sen süslemelisin' demiş. Mirza'nın kız kardeşi bu mektubu okuyunca deliren abisini durdurmaya çalışmış. Mirza'nın kız kardeşinin düğün günüymüş o gün ve o da abisine 'Seni yanımda görmek istiyorum abi, gidersen Sahiban'ın abilerini seni öldürürler.' demiş ancak nafile. Mirza dinlememiş ve atına atladığı gibi yola koyulmuş.
Kına töreninin tam ortasında yetişmiş ve Sahiban'ı kaçırmış. Tabii bunu duyan abileri hemen ikisini takip etmeye başlamışlar. Mirza biraz dinlenebilmeleri için bir ağacın altında durmuş ve başını Sahiban'ın dizlerine dayayarak uyuyakalmış.
Mirza'nın mükemmel bir okçu olduğunu ve asla hedefinden şaşmadığını biliyormuş Sahiban. Korkmuş sevgilisinin ellerine abilerinin kanının bulaşmasından. Bu yüzden kırmış iki kolunu da Mirza'nın o uyurken. Düşünmüş ki, eğer Mirza onları öldürmezse abileri yumuşar ve eve geri dönmelerine izin verir.
Ama öyle olmamış. Abileri onları yakalamış ve savunmasız Mirza'yı oracıkta öldürüvermişler. Mirza'nın kılıcı kana bulanmış ama Sahiban'ın abilerinin kanıyla değil kesilen kendi başıyla. Sahiban aşkının ağabeylerinin elleriyle kana bulandığını görünce dayanamamış ve Mirza'nın kılıcıyla oracıkta kendini öldürüvermiş.
*
İşte yüzyıllardır dilden dile dolaşan, üstüne hikayeler, şiirler yazılan; filmler çekilen Mirza ve Sahiban'ın hikayesi bu şekilde sevgili okuyucu. Hikaye bizdeki türküleri konu olan hikayelere ne çok benziyor değil mi?
Yazımıza konu olan filmimizde, Meera'nın babası için seslendirdiği "Heer" isimli şarkıda da bu hikayeden esinlenilerek Hint dünyasının efsanevi ismi Gulzar'a tarafından yazılmış, Ar Rahman tarafından bestelenmiş ve Harshdeep Kapur tarafından harikulade bir şekilde yorumlanmıştır.
Şarkının orjinal dilinden çevirisinde tekrar eden dizeler var, ben tekrarların çıkarılmış haliyle paylaştım. Dizelerin altında da filmdeki soundtracki dinleyebilirsiniz.)
*
Dostlar, bana Heer demeyin.
Ben şimdi Sahiban'ım.
Mirza bir at üzerinde gelsin.
Ve beni kaçırsın.
Dostlar, bana Heer demeyin.
Ben şimdi Sahiban'ım.
Mirza bir at üzerinde gelsin.
Ben ona, o da bana benziyor.
Gülüşü sabah güneşi gibi.
Gözlerini kapattığında
Bir sakinlik kaplar.
Ben ona, o da bana benziyor.
2013 yılının Haziran ayında bu unutulmaz film ile ilgili bir post paylaşmışım. Ne yazdığımı merak edenler buraya tıklayarak ulaşabilirler.
Ufak bir not: Hiç aklımda yokken gecenin bir yarısı bana bu şarkıyı dinleten ve bu yazıyı yazmam konusunda bana ilham veren sevgili kız kardeşime, Büşüme sonsuz teşekkürler ^_^
Bollywwod filmlerini çok severim buda izlenilecek filmler arasına girdi.Paylaşım için teşekkürler.
YanıtlaSilRica ederim, umarım izledikten sonra beğenirsiniz, sevgiler :)
Silİzlemistik bu filmi. Shahkruk khan ikinci favorim Amir khan dan sonra:)
YanıtlaSilAyrıca bu filmde favori şarkım da challa:) arada sırada severek dinlerin hatta:)
Challa benim de en sevdiğim bollywood şarkılarından canım :)
SilFilm değil ama bu şarkı favorilerimin arasında. Hikayesi de çok dokunaklıymış gerçekten.
YanıtlaSilBak işte zevklerimiz burada çakıştı :)
Sil