14 Nisan 2015 Salı

Bu Psikolojik Gerçekleri Daha Önce Duymuş Muydunuz?




İnsanın kendi kendini gıdıklayabilmesinin mümkün olmadığını, sadece bazı şizofreni hastalarının kendi kendini gıdıklayabildiklerini,

Dünyada psikologlar tarafından tanımlanan 400 ün üzerinde fobi türü olduğunu,

Beynimizin, sıkıcı insanlardan dinlediğimiz sıkıcı konuşmaları olduğu gibi kaydetmek yerine onları daha ilginç hale getirip yeniden yazdığını,

Profiline çok sayıda "selfie" yükleyen erkek kullanıcıların, psikopat ya da narsistik kişilik bozukluğuna sahip olma olasılığının hayli yüksek olduğunu,

Dinlediğimiz müzik türünün dünyayı algılayış biçimimizi de etkilediğini,

Aşık olmanın, "Obsesif-Kompulsif Kişilik Bozukluğu" ile vücutta aynı biyokimyasal etki oluşturduğunu,

Yapılan araştırmaların sonucuna göre, parayı fiziksel olarak bir şeylere sahip olmak için değil de deneyim kazanmak için harcamak insanı daha mutlu ettiğini,

Yine yapılan araştırmaların son bulgularına göre fobilerin aslında DNA aracılığıyla nesilden nesile aktarılan hatıralardan ibaret olduğunu,

"Yürüyen Ceset Sendromu" isimli ruhsal bozukluğa sahip olan hastaların, kendilerinin aslında ölü olduklarını, etlerinin çürüdüğünü, organ ve kanlarının olmadığına dair düşünce taşıdıklarını,

Psikologların yaptığı incelemeye göre, internet trollerinin narsistik, psikopat ve sadistik kişilik özellikleri gösterdiğini (Trol, internette insanları sinirlendirmek ya da münakaşa başlatmak için nifak tohumu ekmeye çalışan kişilere deniyor. Bu kişiler, internetteki sosyal ortamlara kasten provoke edici veya konu ile ilgisi olmayan mesajlar göndererek, duygusal tepkiler verdirtme veya başlığın konusunu dağıtma amacı güdüyor.)

Televizyonların ve popüler kültürün hayatımıza girmesiyle ortaya çıkan bir diğer bozukluğun da "Truman Sendromu" olduğunu, bu hastalığa yakalananların, hayatlarının her aşamasında tıpkı filmdeki gibi gizlece kameraya kaydedilip televizyonda gösteriliyor olduğunu düşündüklerini (Truman Show ile ilgili yazımı okumak isterseniz buraya tıklayabilirsiniz.)

Bir şarkının en sevdiğimiz şarkı olmasının asıl sebebinin, o şarkıyı hayatımızdaki duygusal bir an ile eşleştirmemiz olduğunu,

Yapılan araştırmaların, cahil insanların kendilerini mükemmel görmeye, zeki insanların ise yeteneklerini hafife almaya daha eğilimli olduğunu gösterdiğini, 

"Paris Sendromu" nun, Paris'e gelmeden önce şehirle ilgili büyük beklentileri olan kişilerin şehrin gerçek yüzüyle karşılaşınca depresyona girmesi anlamına geldiğini ve daha çok Japonların arasında yaygın olduğunu,

"Kudüs Sendromu" nun da yine Kudus'ü ziyaret eden hacı ve turistlerden bazılarının, buradaki kutsal atmosfere kendilerini kaptırıp, büyük bir dini lider olduklarını sandıklarını; hatta daha ileri gidenlerin kendilerini Hz. İsa ya da Hz. Musa zannedip Kızıldeniz'i yarmaya çalıştıklarını,

Doğuştan görme engelli olan kişilerin şizofreni hastalığına yakalanmadığını,

Cep telefonunu kaybetmenin artık bir fobi olarak psikoloji literatüründe yer aldığını ve nomofobi (cep telefonunu ve bağlantısını kaybetme korkusu) olarak adlandırıldığını,

Birisine 20 saniyeden uzun süre sarıldığımızda, her iki tarafın beyninde sosyal bağlanmadan sorumlu olan oksitosin hormonunun salgılandığını ve böylece karşımızdaki kişinin bize daha çok güvenmesinin sağlandığını,

İnsanların fiziksel açıdan yorgun olduklarında dürüst olmaya daha eğilimli olduklarını, gece geç saatlerde yapılan konuşmalarda daha sık itiraflarda bulunduğunu,

Farklı coğrafyalarda yaşayıp farklı dilleri konuşuyor olsalar da, dünya üzerinde yaşayan tüm insanların temelde 6 duygu için tamamen aynı yüz ifadesi ve mimikleri kullandığını (mutluluk, öfke, üzüntü, şaşırma, korku, iğrenme)

Reddedilmenin beyin tarafından fiziksel bir acı olarak algılandığını,

Yapılan bir araştırmaya göre, gerçekleştirmek istenilen hedeflerin başkalarına açıklandığı zaman gerçekleşme ihtimalinin azaldığının tespit edildiğini,

Sevdiğimiz ve nefret ettiğimiz birini gördüğümüzde gözbebeklerimizin büyüdüğünü,

1950lerde psikiyatrik tedavi gören ortalama bir hasta ile günümüzde liseye giden sıradan bir öğrencinin eşit kaygı seviyesine sahip olduğunu,

Günümüzde internet bağımlılığının da artık bir ruh sağlığı problemi olarak değerlendirildiğini

BİLİYOR MUYDUNUZ?

Bilmiyorduysanız da üzülmeyin, artık öğrendiniz ^_^


 

4 yorum:

  1. bir kısmını biliyordum bilmediklerimi de sayende öğrendim.şaşırtıcı bilgilermiş,gerçekten...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim de bilmediklerim vardı, hep birlikte öğrenelim istedim :)

      Sil
  2. Çok severek okudum!!! Selfie'ci erkeklerle ilgili olana da katılıyorum :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beğenmene sevindim canım, ben de kesinlikle hemfikirim :)

      Sil

Can-u gönülden yapılan birkaç satır kelamdır bu blog sahibesini sevindiren :)

BLOG DESIGN-Değmesin Yağlı Boya